Berekettir nice iş
İman kavi tevhid hoş
La ilahe illallah
Canu gönülden yada
Kaygulardan azade
Gönlüm kılar asane
La ilahe illallah
Gülü gülşeni açar
Gülden yaranlar yazar
Onca sırra aşikar
La ilahe illallah
Derdi gönülden siler
Azı çoğundan sayar
Arşu alaya çeker
La ilahe illallah
Güven eyler korkudan
Nuru salar ardından
Şeriatın yolundan
La ilahe illallah
Seni sana bildiren
Ölmüş iken onduran
Sorgu sual yetiren
La ilahe illallah
Allah’ı zikredelim
İmanı pak idelüm
Saf kalp ile diyelüm
La ilahe illallah
Taatım sana Rahman
Afüv kıla sen sultan
Sevab üzre günahtan
La ilahe illallah
Daim kullar sehv eyler
Hatasını yük eyler
Kerim üste ver eyler
La ilahe illallah
Aşık ol gel meydana
Candan geç sen canana
Rahman kılar yarana
La ilahe illallah
Can gözüm açtı tevhid
Hem arşa Burak tevhid
Hem kış hem yaz it tevhid
La ilahe illallah
Şeytanlar uzak olsun
Uzak ne merdud olsun
Müminler gazap kılsın
La ilahe illallah
Bu gözlere nur verdin
Gönüllere sevinç erdin
Bu gönüle seni yazdın
La ilahe illallah
Canı sattım meccane
Canan kıldım her cane
Baha eyler kim yare
La ilahe illallah
Ahmed tevhid kanmadı
Boşa Behlül olmadı
Hakk’tan gayri bilmedi
La ilahe illallah
aşık ahi kul ahmed
Ben bir selam salsam kara gözlüme
Leblerini çöze dursun varayım
Bu bir helal güldür nigar kaşına
Domurları sıka dursun nideyim
Kurban olam kaşlarına yayına
Sala saldım güzel deyu acuna
Kimler yanmış benden âri mahına
Karanlığı çıka dursun göreyim
Bahar gelir yazı gelir yar olmaz
Gazel düşer kışı erer vazgeçmez
Gönül budur kıza dula aldırmaz
Etekleri çemre dursun geçeyim
Dağlar mıdır kaşı kardan çekilmiş
Açar perçemini aşka karahmış
Uzar dallarını boydan çalarmış
Cariyesi yuya dursun beleyim
İntizar etmem de etmem elaman
Yüreğime ingi indi vayanam
Kullarını zulme çeker yaraman
Belaları yağa dursun yanayım
Divane saydılar divan kurdular
Cahile verdiler cehlim yudular
Alime yazdılar saçım yoldular
Hallerimi bile dursun cahilim
Bire aldım hiçe sattım bilmezler
Dost aşkına gayri düştüm görmezler
Ben bu aşkı güle verdim yelmezler
Gözlerimi sile dursun maralım
Aldım idi aldım idi algınım
Aldan âri çaldım idi vurgunum
Seni seven kullar öldü bir benim
Binlerini yıka dursun zalımım
Bahar yazdım kış okudum üşüdüm
Kömür gözlüm yan gönlüme eşkinim
Sar beni sarmala beni öldüğüm
Kucağını aça dursun çiçeğim
Ne kadar medhetsem göğcek mi göğcek
Al yeşiller içinde gövel ördek
Seyfeye süzülür turnalar oncak
Muradımı duya dursun cerenim
Gayri dayanamam gayri düşmeğe
Al kanlar içinde kolda yatmağa
Yar sarmalamış da göğsün emmeğe
Dermanımı vere dursun sarmalım
Gel otur yanıma kavak yelleri
Irganan selvinin savak tülleri
Bahçaynan bağların ayrık otları
Baharımı çiçek dursun çiğdemim
Duaları saldım idi ardından
Gelmez gitmez yemez içmez Rahman’dan
Yetir deyu arşa çıktım aşkından
Kâfurunu içe dursun cennetim
Ahi ahmed yanar imiş güzele
Güzel yakmaz imiş kulu düşene
Gari seni yazdım kadı şerhine
Gayrisini sala dursun birtanem
AÇIKLAMA:
Leb: göüs, meme
Domur: genç kızın yeni çıkan memesi, kızlar utandığından içerden bir kuşakla belirginleşmesini önlemek ister.
Kaşlarına yayına: kaşlar ile yay ayrı zikredildi bu sefer. Kaş yay gibi olduğu gibi, bizim kastımız olan yay; yarin bedeninin yay gibi bize gerili olması anlatılmak istendi.
Acun: Dünya, her taraf.
Âri: başka,
Mahı: ay yüzü
Karanlığı çıka dursun: Malum Ay’ın dolunayken biri görünen aydınlık, diğeri arkada kalan karanlık yüzü vardır. Karanlık taraf kişinin dert tarafı anlamına gelir. Bu yüzden yarin şirin ve herkesin gördüğü ve ilgilendiği güzel yüzü yerine onun dertlerini bize dönmesini istiyoruz ve bu durumda, bu şekilde onu görmek istiyoruz anlamı ile “görmek” demek yalnız olursa onun ihtiyacını gidermek anlamı da taşır anlamı düşünülerek yazıldı.
Bahar gelir yazı gelir yar olmaz: yaz, baharın bir parçası dedik, ikinci de yazısı gelmek, üçüncü mana yazı tarla dedik, ve bunların hiç birini kalıcı olmadığı yar olmadığı yanında dördüncü olarak yarin de gelmediği kastedildi. Hemen arkasından gelen mısrada ise gazel düşer kışı erer dedik. Yani gazel ve kış bu sefer aşığın içinde oluyor, yani kendi kış yapması bu bilince varması demek. Ancak bununla yani yaşlı gönülle isteğini bildirerek yaşlanmaya (Allah’a) itiraz etmeden istekliliğini devam ettirmek istiyor.
Etekleri çemre dursun geçeyim: aşık kendi engellerini yarinin çabasıyla (veya duasıyla) aşmak istiyor.
Dağlar mıdır kaşı kardan çekilmiş: Yarin kaşı dağların karı gibi yukarıya çekilmiş benzetirken bu çekilmeyi sonraki satırda perçem açmak olarak da benzetiyor ki, bu çekme aşka susamak ve aşka davet etmek anlşamıyla birleşiyor.
Uzar dallarını boydan çalarmış: yar, evleneceği kişiyi kendi boyundan seçerek bu seçmeyi bir çalma (Gönül çalması) olarak söylemek istiyor.
Cariyenin yuya dursun yazayım: yazı temiz kağıda yazılır. Yıkanmak temiz kağıt olmak (beyaz sayfa) demektir ki yazıya uygun hale gelmek demektir. Yare diyor ki kirlerini yani bana karşı hislerini temizle ki söylediğimi (yazdığımı) itiraz etmeden yapabilesin. Korkularını, tortularını at ve bana hazır hale gel diyor..
İntizar etmem de etmem elaman: demek, belalarına elaman dememe rağmen lanrte benzer bir kötü dua etmiyor, kıyamıyor.
Yüreğime ingi indi vayanam: ingi inmek, ağır dertten dolayı kısmi bir felç hali yaşamak. Acıyı gerçekte yürek duyar. Ten acısından daha ağırdır. (ayniyle vaki yaşadık bir aşkımızda)
Kulların zulme çekilmesi, kul olanlar bağlananlardır, görüp hayran kalıp geçenler değildir. Kulun zulme çekilmesi kulun sadakatinin denenmesi olduğu gibi kulu daha çok naz ile veya başka türlü yakm ası anlamına da gelir. Yar aman diyerek aşık bunu pek doğru bulmuyor denilebilir.
Hemen arkasından belaları yağa dursun yanayım: diyerek bu sefer yarin belaları arka arkaya göndermesini aşığın kendisinin yanmasına vesile olacağı için itiraz etmeden bu sefer onu aşkında yanma seviyesine gelmeyi yanarak arzu eder halde istiyor.
Divane sayıp divan kurmak: tamamen ters şeylerdir. Zira divane olana deli derler ve deliye kılıç yoktur. Burada aşktan divane olmanın yargılanması anlatılıyor ki bu çok acaip, halkın veya karar veren kadı gibi makamların cehaletle haytalı bir şekilde gerçekte aşkı haksız yargılamaları anlatılmak isteniyor.
Cahile verdiler cehlim yudular: sözü bizi horlayacak şekilde cahilden bildiler. Gerçekte biz cahil değildik, lakin olgun bir derviş olunabilmenin bir şartı da horlanmak olduğu için cahile vermek de horlanmak demektir ki böylece cahiller bizim cehlimizi yani ham taraflarımızı yıkadılar, giderdiler demek istiyor.
Alime yazdılar saçım yoldular: sözü, alim kişilere karşı halkın tutumunun onun şekli özelliklerine tabi olmak gibi yüzeysel tavırlar sergilediklerini, alimi anlamaya çalışmadıklarını, alimin saçından bir hatırayı bereket saydıklarını ve bu yüzden alimi yolarak da ona eziyet ettiklerini, gerçekte biz kendimizi alim olduğumuzu bu durumları bilerek söylemek istemediğimizi, fakat cahillerin yolacak bir alimi kendilerinin seçtiklerini bu belirlemeyi kendi cahilliği ile yaptığını, doğru alimden ziyade onların istediği kişinin alim kurban seçildiğini ifade ediyor. Burası çok önemli, çok önemli… alimi değil kendi alimini seçmek.. işte ilimi siyaseti bile alimler bilgisini saklar cehlini öne sürer. Bu hem tevazudur hem cahillerin gereksiz ve yıpratıcı cahilliğinden korur. Bunu bilen bir alim, cahil olduğu halde alim kesilen cahillerin seçtiği birisi için, kalkıp da bu adam yalan yanlış söylüyor demez. Derse o alimi cahiller hemen döverler. Akıllı alim bu cahillerin alimi için “ey ahali, ey cemaat, bu adam eli öpülecek, önünde divan durulacak adamdır” der ve geri çekilir. İşte şimdi cahiller kendi yalan söylese de alimlerini gözlerinde daha da çok yüksek möakama çıkarınca artık onun saçını başını yolarlar ki alim geçinen cahil böylece gününü görmüş olur. İlginç değil mi?
Yoruldum. Kalanı sonra inşallah..
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Muradım kardeşe
.
selam ile selam ile
selam düşer canan ile
yazıdaki oğlak bile
meler imiş selam benim
.
caglar murad selam etmez
yolu uzun gidem bitmez
havadaki turna ölmez
selam alır murad benim
.
bir selama bin harcarım
bir yoluna bin düşerim
kul deyip de çün ağlarım
kimse bilmez yaşım benim
.
sala saldım mana öldü
selam dahi kusur oldu
bakar isem nazar kıldı
kapıdaki zülüf benim
.
aşık isen çık karşıma
murad isen vah başıma
baha eylen yaz döşüme
elifdeki zülfe benim
.
yattın çıktın neler aldın
neler deyu kime dedun
üç beş kişi çala saydın
öğütteki kuran benim
.
bir ağlarım bir gülerim
bir yazarım çok düşerim
ne demişler gül verenim
kesretteki tevhid benim
.
murad kula selam olsun
selam ne ki ciğer satsın
bursadaki kadı sensin
bazardaki ciğer benim
…………
murat beye yazılan,
yazı kim anlatılan,
oğlak çobanı bilmiş,
yazı Bir anlaşılan
.
(İto Başkanı olup ciğerci murad’dır bu murad)
.
Emre kula
.
selam ile selam ile
selam verdim kelam ile
yazıdaki oğlak bile
selam alır “bela” ile
.
nazar etmiş Emre Has’mış
kerem etmiş bize düşmüş
ikram etmek Hakk’a şartmış
ahi kulum “bela” ile
.
gönül yapsam yaptı demez
şarab içsem sarhoş olmaz
bahar gelir güzel sevmez
aşık kulum “bela” ile
.
hızlı gitme yıkıl yıkıl
emre düştün naza çekil
bağu bahçe hiçe satıl
cahil kulum “bela” ile
.
gel hele gel bazarıma
kabut sattım nazarıma
girem dedim tabutuna
ben’li kulum “bela” ile
.
gidem gelem gidem gelem
handan âri makam bulam
üçe beşe gül mü satam
dertli kulum “bela” ile
.
yeter mi yeter mi Emrem
sala saldım kendim duyam
cahil derler cehli yuyam
güzel kulum “bela” ile
.
sen gel hele kendine gel
gel ki kendini ferşten gel
arşa çıktım dönerim gel
emre kulum “bela” ile
……………
laf satarım laf bilmezler,
şiir deyu öf demezler,
ben doğruya davut oldum,
dediğime gül demezler
.
emre has adlı genç görüşmek istemiş de bir ciğer tarifesi de ona gönderelim dedik….
lafızların manaları çoklu ve farklıdır. lütfen tekrar ve dikkatli okuyunuz.
.
aşık ahi kul ahmede nasibdirler
Zikrimiz alındı muhterem hocam
Gülümüz kokar oldu bir ihtiram
Bilmez idik evvelde Hakk’tan fehim
Zikrile didarın açarmiş rahim
Dileriz bir Allah demeyi zelil
Saf bir kalb ile de yanmayı melül
Baha kıldı Rahman biraz gayreti
Gayret kim ki halden hale geçmeyi
Dertlenmeyeni aşık saymaz imiş
Hakk içun aşka yaran yazmaz imiş
Gönül gözü ışımadan aşk olmaz
Hakikat sözleri bilmemek olmaz
Aşk ile canın satanlar ararmış
Aramak ne kendi canan yazarmış
Ders verir sırrından perdeler açıp
Zorluk, cefa, sıkıntı ve horlatıp
Aşk bir bela, canı dara düşürür
Ağıt, aklı siler gömlek giydirir
La mekanın arş mıdır bu Mecnun’a
Leyla’ya dert midir nazlar mahına
Seherlerde kelam ile mahbub kıl
Cemaline seyran ile meftun kıl
Akıldan geçtim gömlekten giydim bil
Zatına düştüm gayrinden geçtim bil
Burda cefa yazarmış yoğa, cemal
Mahşerde kul deyu çağırır cemal
Kim ki aşık deyu yaratılırmış
Ahdeyler, kul nurdan bezetilirmiş
Hakk ile yaran nider halka devran
Kul olan canan yazar ümmet halktan
Cemal dilersen sıkı dur cefaya
Celal ile yanasın komaz sefaya
Yad etmeye yaşlar salar vefalım
Yüz bin bela kılsan düşmem feryadım
Ümid ile korkun mihrab eyledim
Şad olmaya delili yoğ peyledim
Aşık olmağ altın gümüş neylermiş
Bir kamilde toprak olmak eylermiş
Aşk yolunun kullarına derman mı
Dermanı dertten sayar ölmen mi
Manası Hakk’tan kelamı kuldanmış
Ölenler bela dost imiş candanmış
Yusuf kardeşi Doğan mı saymışlar
Doğan kim “ahi kul” şahin bilmişler
Bu kadar yarenlik Hakk nazıdır bil
Hakk içun “ahi”nin ”kul” sözüdür bil
“Kul” olanlar tevhid ile uçarmış
Uçmağa Hakk burak ile yazarmış
Arşda yoğ imiş başka nebi ”Yusuf”
Züleyha’dan kaçmamış Doğan Yusuf
Sen bir züleyha bul da gel mah cemal
Kaçmayam ben gel gör ki ahı cemal
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Kara kaşlarını çatan sevdiğim
Cemalini mahdan saymaya geldim
Dara düşürüp de zulüm gördüğüm
Sanatını şerden yazmaya geldim
Kara düşlerini yuyup yıkasam
Çare leblerini güle bezesem
Hele şeftalini deva eylesem
Bahasını senden ölçmeye geldim
Kara bahtımı da bayram eylesen
Sana kulluğumu canan düşlesen
Bir ataş ki yanar arştan beslesen
Çerağını Hakk’tan sormaya geldim
Kara yazılırmış candan verenler
Cana canan imiş candan geçenler
Canla canan harda bir mi olmuşlar
Çırasını hay’dan yakmaya geldim
Kara vezire bir sultan olsaydım
Sultan kim serçeyim aslan keseydim
Yar köle ararmış kulun olsaydım
Hizmetini can’dan yapmaya geldim
Kara bağlarmış şu cansız yüreğim
Soyha dünyadan ha eksik kalayım
Ben bu güzelden de geçmez olayım
Belasını kuldan bilmeye geldim
Kara yazılırmış dertli aşıklar
Dara düşermiş sıdkı sadıklar
Kime yazar imiş ceylan bakışlar
Meramını nazdan çözmeğe geldim
Kara ahmed kara tenden olaymış
Kara yazmaz Rahman gülden sayarmış
Bu kara ile kaç güzel yakarmış
Çeteneyle güller sunmaya geldim
ahi kul ahmede nasibdir
Neler çektim şu göğnümün elinden
Benim varmadığım eller mi kaldı
Bahar gelir şu mevsimin düşünden
Benim esmediğim yeller mi kaldı
Kılıçözü gibi akıp kıvrılsam
Ayrık otu gibi sarıp örülsem
Bir gelinin leblerine yakılsam
Benim sarmadığım güzel mi kaldı
Al yanaktan allar giyer hâreli
Bir gönülden eğlen sunam kâreli
Gül benizden güller açar goncalı
Benim dermediğim güller mi kaldı
Cevru cefanı da çeker olaydım
Başa gelmedik hallere kalaydım
Kollarımda hayalini çalaydım
Benim ölçmediğim beller mi kaldı
Kırklar yediler söyleşir dilinen
Arşa çıkar mahbub olur yadınan
Kimselere nazar etmez arınan
Benim açmadığım sırlar mı kaldı
Ümmet deyu kullar arar hasından
Bir adıma baha biçer gülünden
Sıdkı kavi ise yazar canından
Benim yanmadığım kullar mı kaldı
Ahi kul ahmed kavgası cehlinen
Sohbet kılar türlü türlü sözünen
Postu yoktur başa durmaz sazınan
Benim susmadığım şerler mi kaldı
ahi kul ahmed’e nasib
Benim ol tılsımlı nihan ki bugün ayana geldim
Ezeli nişansız kayıttı şimdi nişana geldim
Bu tılsımı açadur sen hem zulme çerağ oladur
Bağı bostan gülüptür nuru arştan cana doladur
Ahmedim nice makam geçersin bu cana can ola
Canların canı Ahmed’i seversin bu cana yar ola
İsmi azam ile alem vucüd buldu hem ruhundan
İsmi adem ile alem vucüd buldu giz batından
Herkes herkesi ademden bilir de ayrı sorarlar
Hem dahi beni ararlar düşünmez ayan ederler
Her yerde bulunmuşam ben her zerrede bilinmişem
Cümle semada çalınmışam şol beyana gelmişem
Nice ademdir ki bu ahmed ayan ede her sırrı
İşidin yarenler bu sazı bin lisan üzre her sözü
Bugün şevk ile coştum şahbaz olup seyrana geldim
Hay zikrine dönmeğe koştum raksla meydana geldim
Feda olsun bu başım baş olup da devrana geldim
Sada kılsın bu sazım bar olup da safaya geldim
Firak eyler her sözün yaş olup da silmeye geldim
Vuslatı aşkın şevkine can olup da vermeğe geldim
Yunusun çalabı eydür cemali gördükçe ölsem
Söylediğim sözün aşığı olup çalmağa gelsem
ahi kul ahmedim cürmümü canla noktaya yazdım
Noktadan kün ile hasıl oldu alem cana yazdım
NOT: Nokta tanımlanamaz, Allah da tanımlanamaz, teşbihte hata olmaz, cürmü canla noktaya yazmak demek, canı Allah’a vermek demektir. Noktadan kün ile hasıl olmak Allah’ın alemi KÜN=OL emri ile yaratması demektir. cana yazmak da canların hayat bulmasdır.. “bar” Erzurum yöresinin halk oyun tarzıdır. “Canların canı Ahmet” den kasıt Hazreti Rasulüllah’tır.
ahi kul ahmede nasib
Ahbeptu kadehini içermiş divaneler
Ahirette alaf saçarmiş dost pervaneler
Hakk’ın kudreti yedi cehennemi nar eyler
Ol nar aşığın narasından kaçarmış dostlar
“Doldun mu” derse Hakk şikayeti aşıklara
Takati yoktur cehennemin şol aşıklara
Hakk Teala varayım ol meramımdan yana
Aşık say ki yaşlarımdan döne ateş suya
Aşk satarım çık dükkanımı arşa kurmuşam
Gözyaşım derya “hay” kademine yüz sürmüşem
Kaçar olsun inşaallah ahından yedi sema
Göçer olsun inşaallah aşkından şerri cefa
Hakk saki oluptur mey içirir peymaneden
Ev bark çoluk çocuktan, kıldırır divaneden
Vücudumdan kaçar mı şeytan Hakk’ın fehmiyle
Cürmümden isyanıma karar sekinetiyle
Ol kapı ki aşk derler Hakk sana açmış ola
Kadir-i mutlak ol aşkını gönlünde kıla
Lütfi ihsan ile aşıkları sultan yaza
Sultan kim yolunda kaim Hakk’a canan yaza
Meyden bir katre sundu Sübhan’ım açtı kalbim
Zikrin bin bir sırdır ol sırrına kadem kalbim
Her aşk bir köle arar, bil bu sırrı gılman kim
Cennet nedir, aşık kastı nicedir, rıza kim
Allah deyu kalksa kabirden alem yanarmış
Sevi kuldur deyu Rahman’ım yalnız severmiş
Seherlerde yaş yerine kan dökermiş dostlar
Hamdeylese lanetli şeytan kaçarmış dostlar
Vaadine yoktur güman söyler kendi Cemal
Yalnız aşık olmaz lütf ile yola koy Cemal
Sen feryad ederken garipler elinden tutar
Aşk ile şevk şarabı içmek tasından tutar
Ahi kul ahmed aşk özündür aşksız kalma sen
Aşksız olan cahilin işin cehle koma sen
Arş ve kürsi bekler sahibini bir vecd ile
Levh ve kalem yazar sadıkını bir çeşm ile
Aşksız gelen aşkı dünyadır Hakk’tan bigane
Hakk’sız gelen yarandır yedi tamu civane
ahi kul ahmede nasib
Ol can içinde can olan
Aşıklara canan olan
Canda yanıp külhan olan
Yaran-ı aşk derler buna
*
Gel meydanı erler saran
Gül devranı bahar kılan
Göz nihanı buhar eden
Şadan-ı aşk derler buna
*
Yok demeğe garip için
Bir olmağa hatır için
Kim sorarsa yokluk için
Harab-ı aşk derler buna
*
Sevdayı gör sen bedende
Hayatı zehrin emrinde
Belayı mahfuz kılsanda
Bahay-ı aşk derler buna
*
Yaranı yok bu azabın
Kim düşerse yiter canın
Cehle horlatır cananın
Zehiri aşk derler buna
*
Semadan arşa çıkadur
La mekan üzre gezedur
Ölümsüz dirlik düzedur
Mekan-ı aşk derler buna
*
Hikmetin sırrı korkudur
Hakk’ın cemali sırrıdır
Halden hale bin türlüdür
Hüsn-ü aşk derler buna
*
Ol masivayı terkede
Aşk ile varınca zikre
Hevayı hevesten göçe
Kemal-i aşk derler buna
*
Kibri kırıp eller yıka
Arzu kılıp divan dura
Başın eğip gözün süze
Huzur-u aşk derler buna
*
Arzu kılıp cemal göre
Huzur durup göğsün deşe
Nasib ola huri seve
Canan-ı aşk derler buna
*
Zikir ile için paklar
Ağlar, yetmiş makam çıkar
Yanar Mustafa’ya yanar
Rasul-ü aşk derler buna
*
Hamdeyler vedüd Rabbine
Hizmet deyu tarikate
Kurtlar kuşlar ol selama
Yakin-i aşk derler buna
*
Hakka varıp yakin olur
Hikmetten gül ağlar durur
Er kişiden öğüt alır
Sabır-ı aşk derler buna
*
Ayet hadis Kur’an eyler
Okur dahi arşa çıkar
Levhi mahfuz şerri siler
Şarab-ı aşk derler buna
*
Ah eyleyen erler yadı
Kul olmağa canın varı
Ol durmağa huzur demi
Meyan-ı aşk derler buna
*
Kul tozuta günah kaşı
Ol tövbeye sevab karı
Gül ağlaya dünya hali
Gülşen-i aşk derler buna
*
Huzurda edep kılalım
Vedüde miraç edelim
Canan ile söyleşelim
Sefayı aşk derler buna
*
Ahi kul ahmedim yansın
Yanıp da aşkda kül olsun
Hakk yoluna canı yitsin
Çalab-ı aşk derler buna
*
ahi kul ahmede nasib
Ben bir deliyim
Gömlek içinde
Kim aklın sever
Dünya içinde
*
Akla ne hacet
Deli olunca
Deliler arşa çıkmış
Aklı koyunca
*
Gömleğin aslı yok
Mecnunum aslı yok
Arşa çıktım dönerim
Varlığın aslı yok
*
Bu gün kadir
Hak nelere kadir
Ol melek ve cebrail
Emr ile indi yere
*
Onca iş işledi
Emri hak uşladı
Her bir melek kayıttı
Emr ile indi yere
*
ahi kul ahmed