Ele Güne Benzemez (Koşma)

Şavkı vurur bahçalarda yar onmaz

Bir yar sevdim ele güne benzemez

Kime ne ki sevdiceğim yar aymaz

Hasbihali ele güne benzemez

 

Suya gider su testisi om’zunda

Söyleşir dilleri pınar başında

Benim yarim de girmiş on beşinde

Bakışları ele güne benzemez

 

Bahar gelmiş bahçalarda gül benim

Eser olmuş seherlerde gül benim

Kime n’olmuş güzellerde gül benim

Benim yarim ele güne benzemez

 

Benim yarim yazılarda yaylanır

Yaylanırda kolum üzre yaslanır

Yarın iki oğlan boylu boslanır

Çotakları ele güne benzemez

 

Al tumanı al yemenin üstüne

Sürme çeker ala gözün üstüne

Altun akçe ak gerdanın üstüne

Turalamış ele güne benzemez

 

Zülüflerin tel tel olmuş dökülür

Dökülürde ak gerdana saçılır

Al yanaktan alma alma öpülür

Öpücüğü ele güne benzemez

 

Benim yarim sunaların başıdır

Kadir kıymet bilmek onun işidir

Baha ister canım yansın düşüdür

Haytalığı ele güne benzemez

 

Salmaz gurbete de yanında dursam

Akşam sabaha da katışa dursam

Ölmeden önce de bir ölüversem

Tarikatı ele güne benzemez

 

Kalaylı tastan su içmek misali

Dalına verir uzayan kol hani

Beraberce yaşlanmaktır muradı

Kocalığı ele güne benzemez

 

Datlıdır dilleri döktürür balı

Maniler söylenir dokurken halı

Ağzında sakızı tamam olmalı

Sohbeti de ele güne benzemez

 

Baharı beklerim açılsın gülüm

Sunamı denklerim bahasın verim

Kimseler duymadan koynuna girim

Sıcaklığı ele güne benzemez

 

Var mıdır dahası da bundan kelli

Öteyi ne sen sor ne ben söyleyi

Nazardan saklasın rabbim bizleri

Muhabbeti ele güne benzemez

 

Aşıktır ahmedim kuldan nicesi

Çarha verdim çekemez kim niceyi

Bahası da bir çift beldir inceyi

Dolanırım ele güne benzemez

 

 

aşık ahi kul ahmed nasibidir

17 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Neyleyim ( Koşma )

Dost dost deyip de hey yanıp durduğum

Dost bana yareler açtı neyleyim

Ak gerdana beşi birlik dizdiğim

Dost bana yareler açtı neyleyim

 

Selam saldım karlı dağlar ardına

Aldı m’la sevdiğim lebler aşkına

İl yanmazken ben yanarım derdine

Dağlar aramızı açtı neyleyim

 

İnce uzun yollar aştım yol deyu

Yaylasına vardım elaman deyu

Sinesine elim sundum yar deyu

Beyler ayırdı da kovdu neyleyim

 

Dökülsün zillerin sen de ben gibi

Varılmaz yolların dağlar set gibi

Bahçada açılmış gonca gül gibi

Eller kokladı da soldu neyleyim

 

Dosta dost gerek hatırdan geçmeye

Cana can gerek gönülden içmeğe

Bene sen gerek sedeften uçmağa

Şeytan yokladı böyle’ldu neyleyim

 

Ak ellere al kınalar yakarmış

Bir goncaya el sineler dökermiş

El gördüye şol cilveler saçarmış

Kullar aramızı açtı neyleyim

 

Sıkım sıkım sıkmış ince belini

Bal döktürür ağzındaki dilini

En sonunda ben dererim gülünü

Anan aramızı açtı neyleyim

 

Aşık mısın aşık ağzımı ararsın

Her sözümü acizime yorarsın

Benim haram niçin gülüm derersin

Canlar ararmış canını neyleyim

 

Ne idi göçün kul ahmedim neydi

Pazar ettim gülümü suçum buydu

Al kanlara bezendim ölsem eydi

Haller söylermiş cananı neyleyim

 

Cennet sandım kız koynunun içini

Eğri saydım şu soyhanın suçunu

Kime dedim yar tövbenin bacını

Koçlar vurdu da böyle’ldu neyleyim

 

Eğme kaşın sonra bakmam yüzüne

Ataş düşsün ala güzel özüne

Yemem içmem de bakarım tadına

Gönül bir çifte şahan da neyleyim

 

Benim işim minnet ile zar değil

Güzel nazın bana olsun zor değil

Sevmez isen söyle bana ar değil

Güller kar etmedi anam neyleyim

 

Şeker mi kaymak mı baldan ilave

Severim güzeli maldan ziyade

Çirkine gönül düşmüş hem ziyade

Zulüm âna varmış da neyleyim

 

Ahi kul ahmedim yurdun tazele

Kaçtır bahası kul oldun güzele

Gönül ferman dinlemez bak gazele

Solar güllerim de yavrım neyleyim

 

 

ahi kul ahmede nasib oldu.

5 Mayıs 2014
Okunma
bosluk

Mihenk taşı (Koşma)

Ben bu aşkın sırrını şerh eylesem

sırlarım kelama kitaba sığmaz

Yaranlar aşkına zarım söylesem

Gözyaşım hesaba, mizana sığmaz

 

Hakk kelamı Rasul ile derc’olur

Ey sevgili aşkın bize yol olur

Bir noktadan cahil ilmi dağıtır

Merakım dünyaya cihana sığmaz

 

Güzel baki, meydan yiğite kalsa

Bağ-ı irfanımı edep ile yusa

Aşk ataşı yaksa divane kılsa

Yüreğim gömleğe ömrüme sığmaz

 

Cemalin bağında seyran eylesem

Kadrime dokundu ihsan eylesem

Sendeki halleri mihenk eylesem

Semaım yerlere göklere sığmaz

 

Güzelsin alemden ey peri sanem

Her gören, gönül verir, ahu zarem

Nice eğri düşer canı muhtarem

Veraım sadrıma canıma sığmaz

 

Dost ile olunca yağmurla beni

Gör nice eyledi divane hemi

Nice aşıkların tutmuş alemi

Mezatım tekkeye Mekke’ye sığmaz

 

Göz yaşım çağlıyor, katrem ırmağa

Mihnet etme cahil ile taşmağa

Yitirdi mihengim elden ayruğa

Hazanım fermana namaza sığmaz

 

Şu güzelin bahçasında açılan

Yar koynunda ellerimde yumulan

Ak gerdana dökülüp de saçılan

Kınalım ellere güllere sığmaz

 

Kudret kaleminden çekmiş sürmeler

Güzel hicri ile yıkmış niceler

Mah yüzüne çifte mahya dizeler

Mihrabım gözlere benlere sığmaz

 

Kaşları karadır gözleri ela

Sevdiğim gücenir ikili sıra

Gönüller şevkidir eğriye vara

Sözlerim ağuya karaya sığmaz

 

Güzel yüzün gören gayri unutmaz

Tesbihi sensin ayru din tutulmaz

Zahid mihrab, aşık eşik unutmaz

Kulluğum şeriat tarikat sığmaz

 

Ahi ahmed katren deryaya varsın

Gönül düştü bir zalime nice yansın

Dost kapısında kul tartıya çıksın

Günahım batmana kantara sığmaz

 

 

aşık ahi kul ahmed nasibidir

2 Haziran 2013
Okunma
bosluk

Allı Turnam (Koşma)

Gene bir sevda geldi er başıma

Komazlar ki gidem kendi yoluma

Değmen benim nazlı gonca gülüme

Allı turnam seher yeli esti mi

 

Yiğitler sarar Kırşehir bağında

Soğuk sulu Kervansaray dağında

Güzelleri yeter kendi halınca

Allı turnam sevme vakti geldi mi

 

Yağız atlar yarışır yamacında

İlme meftun var ahi evranında

Terme suyu şifadır başucunda

Allı turnam şifa vakti geldi mi

 

Yaz bahar ayları erer mi acep

Kaç güzele çiçek versem hiç sebep

Kovulur beşinden kimine türab

Allı turnam selamımı dedin  mi

 

Yarimden ayrı hay düştüm düşeli

Turnalarla dertleştim dertleşeli

Siyah zülfün ak gerdana döşeli

Allı turnam yavukluma yazdın mı

 

Yar elinden ben bir kadeh içmişem

Genç yaşımda taze çıtır sevmişem

Sabah vakti su yolunda öpmüşem

Allı turnam on binlerin uçtu  mu

 

Ben yarimi ahvalinden bilirim

Gonca gülden renk alırken tanırım

Yad ile görüşme gülüm ölürüm

Allı turnam yavruların yetti mi

 

Yar sende insaf bende yoktur derman

Kaşların ömrüme biçiyor ferman

Zülüfün süngüdür vuruyor candan

Allı turnam göçün vakti geldi mi

 

Ahi kul ahmedim Hakk’tan yanayım

Yar içun seyfeyi bel’me takayım

Önden sona altı metre biçeyim

Allı turnam sala vakti geldi mi

 

 

seyfe: kılıç

altı metre biçmek: kefen boyu 6 metredir

on binlerin uçması : seyfe gölünden (kırşehirde) yaklaşık on bin allı turna  soğukların

 gelmesine bir hafta kala sezgiyle erkenden göç etmiştir.

turnanın yazması: uçarken dizilerek yaptıkları çızılarıdır.

Yağız atlar: kırşehirde kervansaray dağı eteklerinin yamacında at yarışları yapılırdı.

ahi evranında: ahi evran üniversitesi kastedildi.

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir.

7 Nisan 2012
Okunma
bosluk

Gari öldürme beni…..(Koşma)

Kara gözlerine kurban olduğum

Sürme çekip gari öldürme beni

Sala eyleyip koşturma ardından

Tökezleyip burnum kırdırma beni

 

Güzelliğin kıymatın ben bilirim

Yanında mevsimi hep yaz sanırım

Üç gün aşka beş gün derde düşerim

Sabahleyin koynum soğutma  beni

 

Yar aşkına düşeli aklar indi

Ak gerdan için ne ocaklar söndü

Balım gülüm iken soyhaya döndü

Azabımı senden verdirme beni

 

Pınardan pınara gez uğrun uğrun

Bakracı dolmağa tutsaymış yadın

Zülfüne dolasa bahaymış aşkın

Kulluğumu Hakk’tan ayırma beni

 

Aç kollarını da dola boynuma

Geç kaldığımı dur sala eyleme

Bu yazdığımı al da sar koynuna

Cananımı candan ayırma beni

 

Ölürüm ayrılmam senden ceylanım

Ak gerdanı aç karşımda öleyim

Al koynuna da bir ömür vereyim

Aşığını sözden caydırma beni

 

Akşam olur zabah olur yar gelmez

Günah olur sevab olur yaz bitmez

Güzel olur çirkin olur bir olmaz

Güzelini nazdan bıktırma beni

 

Ahi kul ahmedin ahdı var sende

Güzelliği çaldı taşa var onda

Huya verdi güzel diye var elde

Ellerile yazdım öldürme beni

 

ahi kul ahmed’e nasib

24 Ocak 2012
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 77

Notice: Undefined variable: pagingString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 156
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma