N’ola tacum gibi başumda götürsem daim
Kademi resmini ol hazret-i şah-ı resulün
Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir
Ahmeda durma yüzün sür kademine o gülün
Sultan I. Ahmed
NO’LA MUHAMMEDÎ
(Hz. Peygambere Aşık Ahi Kul Ahmedin Mersiyyesi)
N’ola başım gibi seni de taşısam
Beni hardan alan nuru Muhammedî
Gülşeninim güllerim seninle koksam
Ahmedî kul üzre yüzün Muhammedî
N’ola canım gibi seni de sevseydim
Beni hare sokan narı Muhammedî
Didarımın bağları seninle gülsem
Ahmedî kul üzre gülün Muhammedî
N’ola sözüm gibi seni de bilseydim
Beni senden alan nuru Muhammedî
Cennetimin köşkleri görüp bilseydim
Ahmedî kul üzre sözün Muhammedî
N’ola yarim gibi seni de sarsaydım
Beni candan eden canı Muhammedî
Cananımsın köşkleri verince gülsem
Ahmedî kul üzre köşkün Muhammedî
N’ola halim gibi seni de ağlatsam
Beni kuldan eden birr’i Muhammedî
Resulüsün ümmeti verince gülsem
Ahmedî kul üzre gül sen Muhammedî
N’ola gülüm gibi seni de dileseydim
Beni bülbül kılan gülü Muhammedî
Türkülerin neşvesi kârınca yağsam
Ahmedî kul üzre türkün Muhammedî
N’ola yıllar gibi seni de içseydim
Beni yorgun kılan ahı Muhammedî
Gözlerimin yaşları tövbede Hakşen
Ahmedî kul üzre makam Muhammedî
N’ola zikrim gibi seni de ansaydım
Beni cezbe salan şah’ı Muhammedî
Döndüğümün nirengi yıkılsa yansam
Ahmedî kul üzre ölsem Muhammedî
N’ola aşkım gibi senide yar saydım
Beni derde koyan aşk’ı Muhammedî
Sadıkınım mihengim yıkılsa düşsem
Ahmedî kul üzre kalksam Muhammedî
N’ola bilgin gibi seni de çözseydim
Beni bir de bulan dahi Muhammedî
Sorulanın şifresi verilse çözsem
Ahmedî kul üzre bilsem Muhammedî
N’ola halim gibi seni de sorsaydım
Beni hapse koyan hakkı Muhammedî
Mahpusların kapısı açılsa kalsam
Ahmedî kul üzre assam Muhammedî
N’ola cahil gibi seni de sorsaydım
Beni ilme iten “oku, Muhammedî”
Alimlerin imamı olup kıldırsam
Ahmedî kul üzre ezan Muhammedî
N’ola sırrım gibi seni de açsaydım
Beni ele veren yad-ı Muhammedî
Gizlerinin çırası yansa da görsem
Ahmedî kul üzre gizin Muhammedî
N’ola dişim gibi seni de sıksaydım
Beni sünnete koşan şer’i Muhammedî
Tarikatının yolunu söyle de bilsem
Ahmedî kul üzre erin Muhammedî
N’ola elim gibi seni de tutsaydım
Beni biat eden nebi Muhammedî
Hakikatının hükmünü bildir de ölsem
Ahmedî kul üzre hakkın Muhammedî
N’olaydı da n’olaydı hükmüm n’olaydı
Yedi düvel hükümranım hal olaydı
Resulü Zişan hükmüne ram olaydı
Ahmedî kul üzre şahın Muhammedî
Kul ahmed’im sultanın kim Ahmet midir
İki cihan üzre şahın gül gülşen midir
Bu adaşların Rahman’ı Rahim midir
Ümmetî kul üzre şaf’i Muhammedî
ilk kıta şiir Sultan 1. Ahmedin kendi şiiri olup İstanbul Sultan Ahmed meydanındaki türbe kabristanının giriş kısmının üst içe bakan tarafında beyaz mermer üzerine altuni renkte yazılı olan kıtadır. kendisi 14 yaşında tahta çıkmış, 14 sene tahtta kalıp hastalık nedeniyle vefat etmiş, 12. padişah olup 14. sırada (önceki iki defa tahta çıkış dolayısıyla) tahta çıktığı için 14 şerefeli Sultan Ahmed Camii’ni yaptırmış ve açılış ikindi namazına denk gelince cemaate dönüp “ey cemaat, içinizde ikindi namazının sünnetini ömründe hiç terketmeyen her kim var ise gelsin bu namazı kıldırsın” diye nida etmiş,
bir süre bekledikten sonra etrafındaki mollalar da dahil olmak üzere hiç kimseden ses çıkmadığını görünce öne geçip ” Elhamdülillah biz ömrümüz boyunca bu sünneti de hiç terketmedik” deyip imamete geçmiştir. Sultanın bir türlü namaza başlamadığını gören alimler mollalar sultana “Sultanım cemaat bekleyip duruyor, huzursuzlaştı, biraz acele edin” deyince Sultan Ahmed’in cevabı şöyle olur. “Bre Molla, siz benim kabeyi görmeden namaza duracağımızı mı sandınız” der. b
ir müddet sonra da namaz eda edilir. bu cami bir ihtiyaçtan ziyada Ayasofya Camii’ne kinaye olarak üstünlüğümüzü ilan etmek için onun tam karşısına yapılmıştır. kubbesi Ayasofyadan bir karış da olsa geniştir. ayasofyanın hantallılığına göre daha zariftir. konumu daha isabetli ve görünür bir yerdedir. iç direkleri de aynı şekilde zarif ve içi çini kaplama olup yabancılar “mavi cami” olarak anarlar.
Bu fakir geçtiğimiz ramazandan üç gün önce Temmuz 2011’de İstanbul’da idi ve hem eserini hem eser sahibini ziyaret edince (muhabbeti bir başka oldu mübareğin) ve yukarıdaki şiiri de görünce hemen onu not edip İstabnul-Ankara yolunda aşağıdaki mersiyyeyi kaleme almak nasib oldu. yazdırana hamdolsun.
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Kara kaşlı benli güzel
Mah cemalin aya dönsün
Bu fakiri unutma gel
Yerin cennet mekan olsun
Bana eman verir isen
Gönül kasrı sürur isen
Akşam sabah yakîn isen
Gönlün cennet mekan olsun
Ahdin olsun yama tutmaz
Safan olsun haya etmez
Çevre yanın eza gitmez
Sekiz cennet hazan olsun
Çemenlerde gezmek ister
Kapılarda durmak ister
Onbeş adem soymak ister
Yiğit kolu devan olsun
Karar kıldım dünü güne
Kuşak idim ince bele
Beni bilmez kendi gece
Yatmak ister meyan olsun
Denizlerde mavi çeker
Gökte uçar turna nider
Ayak döner eğri gider
Salladığı beyan olsun
Kulun kölen olsun eller
Çala durur gayri haller
Çıka durur arşa kullar
Eylediği canın olsun
Kalbin hile dolu ise
Kara bahtın çöğer ise
Beni senden sayar ise
Sırladığı geven olsun
Kadir Mevlam kavuştura
Ayrı yazgı üşüştüre
Soldan sağa yakıştıra
Gönül düşüp canan olsun
Seher yeli zülfün teli
Sara durur yiğit kolu
Bene düşmüş aşkın canı
Çulsuz aşka cefan olsun
Yola düştüm yola düştüm
Muhammed’li yola düştüm
Yollar ırak gönül verdim
Selam adlı Rahman olsun
Sırrı çeker kantar olsam
Günah çeki tövbe kılsam
Kitap çeker aşkı yazsam
Ahmed düşer Mennan olsun
Ahmed kulun uçtu gene
Arşa doğru ağdı sene
Ne akildir ne divane
Hakk’ı bilen insan olsun
Ahi ahmed kulluk eyler
Öte durur şerri peyler
Tevhid üzre Hakk’ı söyler
Sana yanmış kulun olsun
aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur
1
İki cihana sultandır Hakan’ım
Kullarının ardındadır mekanın
2
Zatından sadır olur nur semadan
Şeytanın şerridir alkış azaptan
3
Onulmaz dertlerin şevki şeytandır
Sen gördükçe “bela” aşkı nurdandır
4
Yandım sana Allah’ım her nefesten
Rızıkla Rabb olurmuş her nefesten
5
“Kiramen katibin” sayhı meyanda
Günahı kumla tartarlar mizanda
6
Ol Muhammed yolda gider alemle
Alem diler mahbub kıl Muhammed’le
7
Amelsiz kitap kânı yasladılar
Payansız pişman sadrı közlediler
8
İnkarı yok bu türkünün sayhadır
El ve ayak söyler canı zardadır
9
Kim kurtulmuş ölüm canı canından
Kalender ol âlâ söyler sarıktan
10
Aşk-ı Şeyda cümle alem bildiği
Nice kaygu dünü günde sildiği
11
Sen yarattın kamu alem cismi can
Kul eyledin aşkın çeki yandı can
12
Seni gördüm anda canım senindir
Cümle varım gönül sazım eşkindir
13
Azabımı sözümden kıl nihanım
Gönüller türabı dilde veraım
14
Cihanın meramı sazda nigarım
İsyanın hazanı nazda şikarım
15
Canda canımsın tende kim ayanım
Bu gönlü satmışım gayri seyranım
16
Can feda yolunda döksem kanım da
Gül insan eyleye sultan nâzım da
17
Sırat eyledi ataşın üstünü
Figan eyledi inkarın büstünü
18
Avamdan ummadı gül versin O’na
Söyledi ahlakı güzelden yana
19
Sufiye mescid alime kitabın
Mecnuna Leyla velvele cihanın
20
Canım sundum Leyla bilmezmiş “bela”
Mecnun faslı ölmez titrermiş vera
21
Dünya gaflet içre ziyan eyledi
Ziyan kim akla hicap setredi
22
Saldım alem cevri cennet vasfından
Nice huri vermez gönül keşfinden
23
Cennetin cevlanı ağlar mizanı
Sevmenin mihrabı kullar yaranı
24
Ahım cevri sarmıştır önden sona
Baha kılmak garazdır canı kana
25
Bin eyler biri çerağı zarından
Bir söyler efradı anın bağrından
26
Gel gel gül ol da gel canın mihrabı
Kim kılar bu bir namaz saltanatı
27
Ahi Ahmet söyler adı mihraptır
Yar oldum güzele göğnüm haraptır
28
Sev dedi göğnüm ah ile canından
Kim eyler beni can kulu sadrından
29
Sen ağla ahmedim sadrın daralsın
Yarınki ziyandır ahı nihansın
AÇIKLAMA
2 alkışta azap vardır
3 bela:evet
5 kiramen katibin:omuzdaki yazıcı melekler
5 kumla tartmak:günahın adet olarak çokluğu
7 amelsiz kitap kanı yaslamak:okuduğunun gereğini yapmamak
8 ahiret sayhaları gelecek ve el ayak konuşacak
9 sarıktan söylemek: sarık kefen olduğu için söyledi sayıldı
13 sözden azap kılınması:aşığın söylediği çok etkili olup allah da onu desteklerken hata yapmaması gerekir. nihan:gizli, vera: iyilik
14 cihanın sazı sevmesi oyuna meraklı olmasıdır. nazda şikar ise aşığın naz ile allaha yönelmesi bir hatır bırakır ve yükselir ve böylece nefsin isyanı azalır.
15 canımda sen varsın yani içiçeyiz. ve benim tenimde sen görünüyorsun (ayan:açık)
gönlü satmak gönlü allaha sevgi karşılığı vermek. gayri seyranım demek gayri dediğimiz Allahın kainattaki tecellilerini yüksekten (arş) seyretmek demektir.
16 gül insan: takva üzere yükselmiş insan.
18 avam allaha gül verecek seviyeye gelemez ancak güzel insan olabilir. bu da güzel ahlaklı insan demektir.
19 velvele: ses duyurmak, gürültü koparmak
21 dünya gafletten ziyana uğradığı gibi bir nedeni de aklına utanma örtüsü çekmesi onu düşünmekten alıkoyuyor ve ziyan düşüncesizlikten geliyor.
22 gönül keşfi aşıklığı bildirir ve allah aşıklara huri vermez fakat allahın cemalini seyrederken büyük bir zevk duyarlar.
23 cennetin kazanılması ağıtla olur ve bu mizana gelir. sevmeye mihrab olmak demek kullar tarafından sevilmek onu mihrab yapar ve sevginin imamlığını o kişi yapar. bu ise hak katında değerlidir.
28 sadr: göğüs,
29 sadrın daralması demek ağıttan dolayı daralmak demektir
yarın ki ziyandır demek: ahirette ağlamanın bir faydası olmaz, bu dünyada senin ahın ise gizlidir kimse bilmez nihan olsun demektir
aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib oldu elhamdülillah
Berekettir nice iş
İman kavi tevhid hoş
La ilahe illallah
Canu gönülden yada
Kaygulardan azade
Gönlüm kılar asane
La ilahe illallah
Gülü gülşeni açar
Gülden yaranlar yazar
Onca sırra aşikar
La ilahe illallah
Derdi gönülden siler
Azı çoğundan sayar
Arşu alaya çeker
La ilahe illallah
Güven eyler korkudan
Nuru salar ardından
Şeriatın yolundan
La ilahe illallah
Seni sana bildiren
Ölmüş iken onduran
Sorgu sual yetiren
La ilahe illallah
Allah’ı zikredelim
İmanı pak idelüm
Saf kalp ile diyelüm
La ilahe illallah
Taatım sana Rahman
Afüv kıla sen sultan
Sevab üzre günahtan
La ilahe illallah
Daim kullar sehv eyler
Hatasını yük eyler
Kerim üste ver eyler
La ilahe illallah
Aşık ol gel meydana
Candan geç sen canana
Rahman kılar yarana
La ilahe illallah
Can gözüm açtı tevhid
Hem arşa Burak tevhid
Hem kış hem yaz it tevhid
La ilahe illallah
Şeytanlar uzak olsun
Uzak ne merdud olsun
Müminler gazap kılsın
La ilahe illallah
Bu gözlere nur verdin
Gönüllere sevinç erdin
Bu gönüle seni yazdın
La ilahe illallah
Canı sattım meccane
Canan kıldım her cane
Baha eyler kim yare
La ilahe illallah
Ahmed tevhid kanmadı
Boşa Behlül olmadı
Hakk’tan gayri bilmedi
La ilahe illallah
aşık ahi kul ahmed
Yüce Rahman’ım
Kulluk fermanım
Bende nihanım
Hay demek ister
Sadığım sözden
Baktığım gözden
Yandığım közden
Hay demek ister
Ağzımda dilim
Dilimde sözüm
Çaldığım sazım
Hay demek ister
Kulluğum sana
Söyletme bana
Umduğum “bela”
Hay demek ister
Nicedir bela
Başadır daha
Şeytana niza
Hay demek ister
İşler nefsinden
Ağlar ardından
Tevbe kapından
Hay demek ister
Şeriat başa
Tarikat yola
Hakikat bu ya
Hay demek ister
Dost ide makul
Eyleşir melül
Söylenir behlül
Hay demek ister
Baharda açar
Güz olup düşer
Bir ömür geçer
Hay demek ister
Eller içinde
Canan olunca
Hakk’ın uğrunda
Hay demek ister
Dünyada ölen
Sıratı geçen
Mahşerde gülen
Hay demek ister
Dertlere derman
Aşığa ferman
Mansur’a asan
Hay demek ister
Ömürler bitti
Hayaldi yitti
Salası şimdi
Hay demek ister
Tevhid yolunda
Benden geçince
Baha ölünce
Hay demek ister
Aşık postunda
Ahmed olunca
Güller nazınca
Hay demek ister
aşık ahi kul ahmed
N’ola tacum gibi başumda götürsem daim
Kademi resmini ol hazret-i şah-ı resulün
Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir
Ahmeda durma yüzün sür kademine o gülün
Sultan I. Ahmed
Bu kıta şiir Sultan 1. Ahmedin kendi şiiri olup İstanbul Sultan Ahmed meydanındaki türbe kabristanının giriş kısmının üst içe bakan tarafında beyaz mermer üzerine altuni renkte yazılı olan kıtadır. kendisi 14 yaşında tahta çıkmış, 14 sene tahtta kalıp hastalık nedeniyle vefat etmiş, 12. padişah olup 14. sırada (önceki iki defa tahta çıkış dolayısıyla) tahta çıktığı için 14 şerefeli Sultan Ahmed Camii’ni yaptırmış ve açılış ikindi namazına denk gelince cemaate dönüp “ey cemaat, içinizde ikindi namazının sünnetini ömründe hiç terketmeyen her kim var ise gelsin bu namazı kıldırsın” diye nida etmiş, bir süre bekledikten sonra etrafındaki mollalar da dahil olmak üzere hiç kimseden ses çıkmadığını görünce öne geçip ” Elhamdülillah biz ömrümüz boyunca bu sünneti de hiç terketmedik” deyip imamete geçmiştir. Sultanın bir türlü namaza başlamadığını gören alimler mollalar sultana “Sultanım cemaat bekleyip duruyor, huzursuzlaştı, biraz acele edin” deyince Sultan Ahmed’in cevabı şöyle olur. “Bre Molla, siz benim kabeyi görmeden namaza duracağımızı mı sandınız” der. bir müddet sonra da namaz eda edilir. bu cami bir ihtiyaçtan ziyada Ayasofya Camii’ne kinaye olarak üstünlüğümüzü ilan etmek için onun tam karşısına yapılmıştır. kubbesi Ayasofyadan bir karış da olsa geniştir. ayasofyanın hantallılığına göre daha zariftir. konumu daha isabetli ve görünür bir yerdedir. iç direkleri de aynı şekilde zarif ve içi çini kaplama olup yabancılar “mavi cami” olarak anarlar.
Bu fakir geçtiğimiz ramazandan üç gün önce Temmuz 2011’de İstanbul’da idi ve hem eserini hem eser sahibini ziyaret edince (muhabbeti bir başka oldu mübareğin) ve yukarıdaki şiiri de görünce hemen onu not edip İstabnul-Ankara yolunda aşağıdaki mersiyyeyi kaleme almak nasib oldu. yazdırana hamdolsun.
NO’LA MUHAMMEDÎ
(Hz. Peygambere Aşık Ahi Kul Ahmedin Mersiyyesi=Naat)
N’ola başım gibi seni de taşısam
Beni hardan alan nuru Muhammedî
Gülşeninim güllerim seninle koksam
Ahmedî kul üzre yüzün Muhammedî
N’ola canım gibi seni de sevseydim
Beni hare sokan narı Muhammedî
Didarımın bağları seninle gülsem
Ahmedî kul üzre gülün Muhammedî
N’ola sözüm gibi seni de bilseydim
Beni senden alan nuru Muhammedî
Cennetimin köşkleri görüp bilseydim
Ahmedî kul üzre sözün Muhammedî
N’ola yarim gibi seni de sarsaydım
Beni candan eden canı Muhammedî
Cananımsın köşkleri verince gülsem
Ahmedî kul üzre köşkün Muhammedî
N’ola halim gibi seni de ağlatsam
Beni kuldan eden birr’i Muhammedî
Resulüsün ümmeti verince gülsem
Ahmedî kul üzre gül sen Muhammedî
N’ola gülüm gibi seni de dileseydim
Beni bülbül kılan gülü Muhammedî
Türkülerin neşvesi kârınca yağsam
Ahmedî kul üzre türkün Muhammedî
N’ola yıllar gibi seni de içseydim
Beni yorgun kılan ahı Muhammedî
Gözlerimin yaşları tövbede Hakşen
Ahmedî kul üzre makam Muhammedî
N’ola zikrim gibi seni de ansaydım
Beni cezbe salan şah’ı Muhammedî
Döndüğümün nirengi yıkılsa yansam
Ahmedî kul üzre ölsem Muhammedî
N’ola aşkım gibi senide yar saydım
Beni derde koyan aşk’ı Muhammedî
Sadıkınım mihengim yıkılsa düşsem
Ahmedî kul üzre kalksam Muhammedî
N’ola bilgin gibi seni de çözseydim
Beni bir de bulan dahi Muhammedî
Sorulanın şifresi verilse çözsem
Ahmedî kul üzre bilsem Muhammedî
N’ola halim gibi seni de sorsaydım
Beni hapse koyan hakkı Muhammedî
Mahpusların kapısı açılsa kalsam
Ahmedî kul üzre assam Muhammedî
N’ola cahil gibi seni de sorsaydım
Beni ilme iten “oku, Muhammedî”
Alimlerin imamı olup kıldırsam
Ahmedî kul üzre ezan Muhammedî
N’ola sırrım gibi seni de açsaydım
Beni ele veren yad-ı Muhammedî
Gizlerinin çırası yansa da görsem
Ahmedî kul üzre gizin Muhammedî
N’ola dişim gibi seni de sıksaydım
Beni sünnete koşan şer’i Muhammedî
Tarikatının yolunu söyle de bilsem
Ahmedî kul üzre erin Muhammedî
N’ola elim gibi seni de tutsaydım
Beni biat eden nebi Muhammedî
Hakikatının hükmünü bildir de ölsem
Ahmedî kul üzre hakkın Muhammedî
N’olaydı da n’olaydı hükmüm n’olaydı
Yedi düvel hükümranım hal olaydı
Resulü Zişan hükmüne ram olaydı
Ahmedî kul üzre şahın Muhammedî
Kul ahmed’im sultanın kim Ahmet midir
İki cihan üzre şahın gül gülşen midir
Bu adaşların Rahman’ı Rahim midir
Ümmetî kul üzre şaf’i Muhammedî
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Mülkü Beka’dan uçmuşam
Fani cihana yorarım
Her bir amelim yapmışam
Baki cihana yorarım
Dost cemalini görmüşem
Huri gılmanı nitmişem
Bağı bostanı bozmuşam
Gülü canana yorarım
Vahdet meyinden içmişem
Aşık deyup de uçmuşam
Dost kokusunu almışam
Zannı Cemale yorarım
İbrahim’im cananım var
Cebrail’i ne hacet var
Berden ve selama nar
Ânı Rahman’a yorarım
Ya Muhammed’im dostum dost
Gel gidelim hey dosta dost
Ümmetinden beni de dost
Kıldı uçmağa yorarım
İsmail’im sadıkım yaz
Hakk yoluna bin canım yaz
Koça kurbandır diyorlar
Canı kurbana yorarım
Kul İsa’dır Hakk Rasulüm
Yerde ”Ahmet gele” dedim
Canım yandı göğe çektin
Ruhu hayata yorarım
Musa’yım Kelim’im dedin
Kader sırrını cezmeyledin
Turda yakıp devreyledin
Aczim nuruna yorarım
Eyyüb’üm çok cevru cefam
Çekerim yoğiken devam
Sabrımı zorlayınca belam
Çare rızaya yorarım
Musa imiş çoban gezer
Muhammed’miş alem güder
İmanımı ümmi söyler
Dini çobana yorarım
Aşık ahmedim yanarmış
Yanmak da ne ki ölürmüş
Hakk yoluna “kul” varırmış
Bunu Allah’a yorarım
Ahi kul ahmed erermiş
Vuslat olup da geçermiş
Mest oluban hem uçarmış
Canı Rahman’a yorarım
“kul ahmed”im de ahmedim
“Hay, ben de içtim bir hoşum”
Sakilik var senin olsun
Cübbe imana yorarım
Şişeyi çaldımdı taşa
Namusu vermişim beşe
Başımı SENİN yoluna
Kese kurbana yorarım
Ey “kul” hakikatli yarsın
Ahiliğin başta olsun
Mü’min kullar neyin olsun
Yaza ümmete yorarım
Ümmet aşkım kavidir bak
Kavi ne ki öldürür bak
Sünnet ile yandırır bak
Aşkı Rasule yorarım
Güler isem sendendir bu
Ağlar isem derttendir bu
Ağu içsem candandır bu
Canı ümmete yorarım
Gül Muhammed’im muhammed
Can boğazda “Ya Muhammed”
Nur Muhammed’im gel ahmed
Canı vermeğe yorarım
ahi kul ahmed’e nasib
Ecel oku erdi cana
Canan yayı gergin dostlar
Gafil oldum kaldım yaya
Canan yayı girgin dostlar
Unut Hakk’ı oldur sultan
Eğri doğru vardan yoktan
Emanetti aldı candan
Canan hayyı solgun dostlar
Can boğaza kement ata
Elif iken ba’ya koşa
Yokuş geldi gevher döke
Canan deyu yoklar dostlar
Nazlı nazlı yürür idin
Kamu alem sürür idin
Kara defter yazar idin
Canan yazdı kara dostlar
Adın kazırlar defterden
Canın çekerler teninden
Kara düzenler ölümden
Canan der ki canın dostlar
Kabir sıka dört bir yandan
Amel getir bana senden
Yoksa yiye çıyan kurttan
Canan sordu kavi dostlar
Mü’min kullar hoşluk ile
Cevap vere güller ile
Huri gılman hizmet ede
Canan nuru bize dostlar
Münafıklar şaşkın ola
Rabbim kim ki diye haşa
Kulak topuz yiye anda
Canan vurdu çifte dostlar
Kafir ise zoka yermiş
Sorgu sual bilmez imiş
İmdat için iman etmiş
Canan bunu neyler dostlar
Bağ-ı bahçen viran olur
Beden dahi çeker durur
Cümle dostlar koşar gelir
Canan bolca toprak dostlar
Evlat uşak suyun döker
Üç beş adım döner gider
Varsa aşkın gelir söyler
Canan aşkı candan dostlar
Gülüm dalında mı kaldı
Elim ah uzandı düştü
Dünya sandım benim oldu
Canan n’ola kaydı dostlar
Gaflet ile geçti ömür
Namaz niyaz kaldı “devir”
Canım nitsin sorgu ağır
Canan diye imdat dostlar
Halik yarattı doğum ölüm
Alnıma çaktı hem mührüm
Hiç bilmedim ne var yarın
Canan dahi heyhat dostlar
Ahi ahmed kuldur paşa
Zabah ağşam aşka düşe
Ağlar ise ümmet uça
Canan sırrı ”kul”dur dostlar
ahi kul ahmede nasib
Selamün aleyküm ey Cuma
Bereketi sefain Hak’tandır
Dertlerin dermanı ey Hüda
Duamın kabulü sendendir
**
Bir aşkla işlediğim günahlar
Masalar şahidi Safalar
Güzelin gözünde yanıklar
Nidamın verası sendendir
**
İstanbul inci mi göğsünde
Fethini vermedin Eyyüb’e
Eyyüb’ün Sultan mı şehrinde
Sultanın fermanı sendendir
**
Nasibi güzeldi Fatih’in
Muhammed haberin verdiğin
Yuşalar Ensarlar gömdüğün
Şehrinin rahmeti sendendir
**
Ey İstanbul aşkım ruhum gel
Güzelin gülşenin ağlat, sel
Sana kaç bininci bu gazel
Ahmedin yazdığı sendendir
**
Cuma mesajı:
**
Cumanız mübarek
Ömrünüz hayırlı
Gönlünüz merhamet bitire
Duanızda bu fakire de yer ola
Yokluğu da kullar biraz nimetten saya
Bu nimet kepçesi de kul ahmed ola
**
Uzak tabağını uzat
Yok giyenler etmez haset
Hak yanında ahmed kıla
**
(Temmuz 2011’de İstanbul’da Cuma namazı için gidilen Eyüp Sultan Camiinin bahçesinde namaz öncesi yazılmıştır.)
ahi kul ahmed