Ahbeptu kadehini içermiş divaneler
Ahirette alaf saçarmiş dost pervaneler
Hakk’ın kudreti yedi cehennemi nar eyler
Ol nar aşığın narasından kaçarmış dostlar
“Doldun mu” derse Hakk şikayeti aşıklara
Takati yoktur cehennemin şol aşıklara
Hakk Teala varayım ol meramımdan yana
Aşık say ki yaşlarımdan döne ateş suya
Aşk satarım çık dükkanımı arşa kurmuşam
Gözyaşım derya “hay” kademine yüz sürmüşem
Kaçar olsun inşaallah ahından yedi sema
Göçer olsun inşaallah aşkından şerri cefa
Hakk saki oluptur mey içirir peymaneden
Ev bark çoluk çocuktan, kıldırır divaneden
Vücudumdan kaçar mı şeytan Hakk’ın fehmiyle
Cürmümden isyanıma karar sekinetiyle
Ol kapı ki aşk derler Hakk sana açmış ola
Kadir-i mutlak ol aşkını gönlünde kıla
Lütfi ihsan ile aşıkları sultan yaza
Sultan kim yolunda kaim Hakk’a canan yaza
Meyden bir katre sundu Sübhan’ım açtı kalbim
Zikrin bin bir sırdır ol sırrına kadem kalbim
Her aşk bir köle arar, bil bu sırrı gılman kim
Cennet nedir, aşık kastı nicedir, rıza kim
Allah deyu kalksa kabirden alem yanarmış
Sevi kuldur deyu Rahman’ım yalnız severmiş
Seherlerde yaş yerine kan dökermiş dostlar
Hamdeylese lanetli şeytan kaçarmış dostlar
Vaadine yoktur güman söyler kendi Cemal
Yalnız aşık olmaz lütf ile yola koy Cemal
Sen feryad ederken garipler elinden tutar
Aşk ile şevk şarabı içmek tasından tutar
Ahi kul ahmed aşk özündür aşksız kalma sen
Aşksız olan cahilin işin cehle koma sen
Arş ve kürsi bekler sahibini bir vecd ile
Levh ve kalem yazar sadıkını bir çeşm ile
Aşksız gelen aşkı dünyadır Hakk’tan bigane
Hakk’sız gelen yarandır yedi tamu civane
ahi kul ahmede nasib
İnsan bu, güzel yapının suvağı
Hele bir nem yürüsün de şeklin gör
Gönül verip nazın çekip aldanma
Hele bir ak yürüsün de zülfün gör
Kara toprak güllerin senin hani
Ölümü öldüren mabedin gani
Çağır ölmeyecek ahmağı beri
Hele bir ot bürüsün de beytin gör
Neler yedi neler yedi bu dişler
Dostlar çekildi ben deyu ölçüler
Arkam kalem deyu kimi yaktılar
Hele bir eğ denilsin de başın gör
Astın kestin bir vakit kudret sendin
Arslan yokken tilki gezip kurt postun
Nice kulunla şer çorbası içtin
Hele bir gel denilsin de yazgın gör
Namaz niyaz cami duvarı hatıra
Üç beş kuruş çingeneyle cennete
Oruç dersen el alemin hatrına
Hele bir gir denilsin de kabrin gör
Sonra şöyle bir güzelce kıradur
Emaneti yeter gari veredur
Hele bir el denilsin de halin gör
Malın mülkün paran pulun hesabın
Oğul uşak gönül sazı avradın
Yar olmadı terkeyledi dostların
Hele bir kel denilsin de başın gör
Nerde aşkın, canın sunmuş cananın
Yolun belin şaşmış iken leylanın
Uzak yere düşürürken azabın
Hele bir kul denilsin de derdin gör
Altın gümüş hatır matır geçmeye
Dostlar gelir bolca toprak atmağa
Münker nekir sual ede bilmeğe
Hele bir “kim” denilsin de “Rabbin” gör
Kara yere salya sümük varıla
Ahi ahmed talkın vere ölene
Kendi olmaz emri Hakk’tan vareste
Hele bir “sen” denilsin de “bahtın” gör
ahi kul ahmed’e nasib
Yine gönül kuşu eyledi pervaz
Her bir demden söyledi bir ahi naz
Her seher bad-ı saba hem gül-i naz
Bir bahar yad-ı aşkın neşvesi saz
Kim gönül çarhını savursa felek
Cevr-u cefa bahadır ona niyaz
“ben” ile başım dertte eydür felek
Her “ben” ile iki düştüm dem poyraz
Arşu âlâda kapı vurduk felek
Lakin “kim” dedi “ben”e eyler firaz
Kulluk eyle bahadır aşkın felek
Kim söyler kuldur sefadır aşkı naz
“fezkurullah kesiran” dedi Hakk’ın
Zikreyleyip ağlar iken güldü yaz
Cemalini aşıklara vaad kıldın
Aşk yolunda bir Allah için can raz
Kavi aşkı Allah sevdi “kulum” der
Ara yolda kalmaya canan pervaz
Yalancılar cemalim görmez dedi
Aşk kapısında sağlam duran yanmaz
Kabirler yetmez mi akıllı ol sen
Ben de şunlar gibi olmam de biraz
“Mutua kabl-el temutu” eyle sen
Ölmeden evvel ölmeğe kül biraz
“Felizehu kalilen” haber verir
“Veleyebku kesiran” der gül biraz
Amel yoğ ise güler şen yürürmüş
Fermana boyun veren gamla firaz
Kim “kul” oldum gece gündüz gözyaşı
Katrem derya özler mutmain olmaz
Nefsden geçen aşıklar Allah derler
Seherde dört dövünüp esti poyraz
Rahmeyledi Rahman özüm nazar
Taşdı derya ondan gayri şehnaz
Zalim nefs bırakmaz ateşe yanar
Vücudum yandıkça yandı gel aymaz
Müşrikin imanını şeytan alır
Euzu-bismillah deyip gül biraz
Münafığa cehennem yeter yanar
İman eden halis kul yanıp şehnaz
İmansızlar evvel ahir yanarlar
Allah’tan iman dile namaz niyaz
Nefsim heva kıldı da tafta şaşar
Başın alıp pir-i Kamil’e varmaz
Ahi kul ahmed ötelerden aşar
Kuş olup uçup la mekan’a ayvaz
ahi kul ahmed’e nasib
Ahiyim de deli gönül ahiyim
Konar göçer bir gözleri sürmeli
Ahıyım da deli gönül ahıyım
Konar göçer bir gözleri sürmeli
*
Yanayım da deli gönül yanayım
Gözler çekik beller ince sarayım
Yollar uzak gönül nice sorayım
Oynar geçer bir gözleri sürmeli
*
Öleyim de deli gönül öleyim
Senin için yağlı kurşun yiyeyim
Kırkı leşker seksen şaki vurayım
Yakar geçer bir gözleri sürmeli
*
Sarayım da deli gönül sarayım
Dağlar karlı yollar uzun nideyim
Gönül bağlı kalpler yanık yazayım
Okur geçer bir gözleri sürmeli
*
Seveyim de deli gönül seveyim
Gülüm ağlar geçit ver de geçeyim
Yardan haber geldi sal da varayım
Gözler geçer bir gözleri sürmeli
*
Alayım da deli gönül alayım
Gelin açma gadaların alayım
Lebler salmış kurbanların olayım
Yıkar geçer bir gözleri sürmeli
*
Öveyim de deli gönül öveyim
Güzel seni saraylarda göreyim
Gönül kasrı padişahın olayım
Neyler geçer bir gözleri sürmeli
*
Öpeyim de deli gönül öpeyim
Bahar geldi alyanaktan alayım
Nazlı olma kırk avrattan geçeyim
Güler geçer bir gözleri sürmeli
*
Güleyim de deli gönül güleyim
Vakit geçmiş kocamaktan öteyim
Doksan olsa dördü birden alayım
Naçar geçer bir gözleri sürmeli
*
Yanayım da deli gönül yanayım
Ahi ahmed kul’un olsun öleyim
Güzel sarmaz isem bahtı karayım
Yağlar geçer bir gözleri sürmeli
ahi kul ahmed
Not: Bu şiir 17 yy yaşamış Karacaoğlan’ın gözleri sürmeli adlı şiirinden esinlenerek yazılmıştır. “Bir gözleri sürmeli” tanımlaması onundur. Bunun dışındakiler Ahi kul ahmede verilenler ve kendi çabasıdır.
Bir güzele gönül verdim
Yaz bahara ayva ister
Bir huyuna kail oldum
Her seherde dua ister
***
Ben ömrümü yele verdim
Şu gönlümü yare yaktım
Güz baharda derde düştüm
Bir bakarda sada ister
***
Ben yanarım yane yane
Hem dönerim soldan sağa
Kah ağlarım dünü güne
Bir güzelce safa ister
***
Bu günlerim bahar yazı
Gün gelecek yazı kışı
Kim çalacak ömür sazı
Bu ömüre sala ister
***
Ben mihnete kail olmam
El sözünde vefa bulmam
Ol güzele nadim olmam
Bir başına nida ister
***
Şu sazım da düzen tutmaz
Al yazmada teel olmaz
Bir bakarım kail olmaz
Şu şaşkına bela ister
***
Kır çiçekli ala dağlar
Şu güzeli sara rüzgar
Gün yüzüne çıka lebler
Bu aşığa baha ister
***
Naz eylersin bağlar senin
Gül deresin gülşen senin
Gel kokasın güller neyin
Al yazmaya tela ister
***
Ah ömrümde bilmem safa
Ah gönlümde dinmez cefa
Ah desemde bitmez heva
Ah ölmeye sara ister
***
Var selamın almaz döner
Kul vardığım bilmez kaçar
Gül veririm sevmez naçar
Sen ellere kala ister
***
Bir darlanır döker saçar
Bir söyleşir diller içer
Bir sanırsın gökte uçar
Arş alaya çıka ister
***
Ey rahmanım kimdir kulun
Kul dediğin bildir halin
Şu yokluğum senin varın
Kul demeye baha ister
***
Er olmazsa zikir düşmez
Er seherde uyku tutmaz
Er odur ki şer’i sapmaz
Bir erene vera ister
***
Her kuluna davet kıldın
Ol rasule Kuran verdin
Kim çağrıma uydu dedin
Bir Allah’a feda ister
***
Ben dökerim günah kiri
Ar tövbemin göze kaşı
Kim sevilir ülfet kişi
Kul Kerimde sevi ister
***
Hem severim eller gülü
Hem küserim diller suçu
Bir olurum ümmet kaşı
Ol rasule sala ister
***
Kaç güzele türkü dizdim
Kim gönlüme gire öldüm
En sonunda bire düştüm
Ol hakime bela ister
***
Kul ahisin ahmed paşa
Bir sürmesin göze kaşa
El horlasın dert mi bana
Ol belaya düşe ister
ahi kul ahmed