93 harbinde Ardahan da Ali isimli genç, askere gider. Ermenilerle yapılan çatışmada Ermenilere esir düşer. Fakat ellerinden bir türlü kurtulamaz. En sonunda onlara şöyle der ”Meryem oğlu İsa’yı sizler severseniz kollarımı çözün bağışlayın beni” der. Bir müddet de böyle idare ettikten sonra memleketine kaçmayı başarır. Köyüne geldiğinde acı bir haber alır. Daha önce birliğinden öldü diye yanlış bilgi köyüne gidince babası, Ali’nin hanımını, Ali’nin küçük kardeşiyle evlendirmiştir. Bunu hem mal bölünmesin ve hem de kardeşi olduğu için çocuklarına iyi baksın diye ve zaten gelenekler de böyle olduğu için yapmıştır. Ali kapıya geldiğinde saçı başı sakalı birbirine karıştığı için babası tanıyamaz. Bu durum Ali’ye daha da zor gelir ve köyü artık terk eder. Terk eder de şöyle şöyle ağıt yakar.
Ben Aliyem kaderime darıldım
Yerden yere bir çul gibi serildim
İşte geldim, hal hatırımı
Sor baba benim.
Düşman vurdu da bellerim kırıldı
Esir diye Ermeni’ye sarıldı
Öldü diye habarlarım düzüldü
İşte geldim hatırımı sor baba
Kafir komaz hallerimi bildirem
Yavrularım tüte yarenlik edem
Soğudu koynum da cananım diyem
İşte geldim hatırımı sor baba
Meryem dedim İsa ile sevile
Kollarımı salın kudretten bile
Hakk nasib kesmez umudun gelmeye
İşte geldim hatırımı sor baba
Yitirdim de yitirdim cananı mı
Candan öte ciğerim dağladı mı
Haram oldu helalim duymadı mı
İşte geldim hatırımı sor baba
Kara toprak helalim düşermiş
Eller duymasın ciğerim deşermiş
Bu acıyı zalim kader düzermiş
İşte geldim hatırımı sor baba
ilk şiir orijinaldir ve ağıta dahildir. Ankara’ya gelen bir Ardahan’lının ağzından etlik GATA durağında mırıldanırken farkedilip alınmıştır. İlk şiirden sonraki ağıtlar aşık ahi kul ahmet tarafından yazılmıştır.