Güzel sevdim deyu kostak yol etmiş
Arkam sıra gıybet eden çoğ imiş
Şu güzeli naza çeken zor etmiş
Önüm sıra yola düşen çoğ imiş
Hazan erdi gönül çemen neylesin
Nice güzel sarmak gönül eylesin
Dünü günü ana baba kollasın
Aramızda yüce duran dağ imiş
Salındı boyuna kavak yelleri
Goncayı açarmış yiğit kolları
Baharı çemendir yayla kızları
Ardımızda sıra kollar çoğ imiş
El dayim yoklarmış senin bendini
Gül yüzün soldurur çözer dengini
Bu illerde paşa beylik ingili
Vatanında züğürt olmak yeğ imiş
Karşımda durur boz bulanık dağlar
Yar yüreğim çatallı sene yanar
Gadaların alayım tozlu yollar
Yar eline ırak düşmek dağ imiş
Bahar olsa yazı gelmez çemenden
Yazı düşse harman olmaz sinemden
Habar geldi yare bilmez zalımdan
El dilinden zehir içmek yeğ imiş
Dağlar oldum iniledim bir zaman
Perçem açtım aktı suyum bir zaman
Çemenlendi eteklerim bir zaman
Dağ elinden gayri düşmek dağ imiş
Bu illerde bilmem ki ne işim var
Yar iline habar saldım sazım kar
Gel eylemiş gayri durma canım var
Her yanımdan dara düşmek dağ imiş
Kaç demet hayal etsem yar üstüne
Ne söyler bilmem anın yel üstüne
Kur kurul açıl saçıl kol üstüne
Er kolundan canda yitmek cağ imiş
Hayatım şahittir iman yarime
Döşedim zaittir kulpu zarına
Aşığa bahadır cehli yunmaya
Aşk od’undan iman çalmak sa’ imiş
Ahi kula ahmed yazdım dalından
Çala durdum gönül sazı yolundan
Gelmez gitmez Rahman yaza eşkindan
Hakk yoluna candan geçmek dağ imiş
aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur
Hey gardaşım izin verde geçeyim
Arkamızda ağıt yakan gözler var
Derdim nazlı yare evvel düşeyim
Aramızda devrilesi dağlar var
Bir yar bekler gönül sazı çalayım
Ele düşer dünü günü sarayım
Sevme derler de ben nasıl sevmeyim
Yar uğruna döşler döver neler var
Gazel oldun savrulursun ellere
Güzel kuldun dökülürsün yollara
Edep bilmez konuşursun kimlere
Yar ilinde canlar yakar beyler var
Yeni duydum güzellerin huyunu
Ala dur sen üzümlerin suyunu
Gülden saydım sunaların başını
Kol düşünce beller saran erler var
Güzel sevdim deyü aşım keserler
Ekmek tuza bandı deyu düşerler
Güle sordum niye beni yazarlar
Kapılarda eşik tutar canlar var
Irak durdum yare düştü gönlüme
Yare dedim ele güne meyil ne
Felek yazmış dünü günü kahretme
Kahırlarda cefa ceker dostlar var
Gurbet iller eğlenecek yer değil
Alem divan dursa canım hoş değil
Gonca açtı derler gülüm baş değil
Çemenlerde sekme seker dallar var
Bir berbere şakirt oldum ustasız
Kerpiç kestim alaçığa kalıpsız
Bir alma soydum dost seçer gümansız
Manilerde geven düşer çullar var
Kara gözler manisini sürermiş
Oturur bahçaya zülfün tararmış
Yollara çıkmış da eşin ararmış
Gözlerinde aşkı içer meyler var
Bir zulüm geldi de dünden bugüne
Beyler zoru söker şerden eyiye
Garip isen ağla kendi düşüne
Yetimlerde Hakk’a çıkar keller var
Yare dedim yare düştü gönlüm var
Gönül bilmez ele güne nazlım var
Kadir Mevlam yazmaz ise zorum var
Levhe düşe kalem yazar nazlar var
İkra düştüm kararınca yürüdüm
Canı saldım candan öte dokudum
Gel eyledim gelmez gitmez okudum
Kitabında aşkı yazar binler var
Ey Ahmed’im etme kendi mehdini
Taşlar alıp dövme döşün pundunu
Yine yoktan kıldı varım künhünü
Sadırlarda iman yari kullar var
aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur
Sallanı sallanı gelir pınardan
Bakracı söyler her iki yanaktan
Muradım belleri sarar savaktan
Bakracı söyler her iki yanaktan
Yeşilin üstüne de al incinir
Elinin tersine de kul düşürür
Sarılıp yatmağa da kol gerilir
Aşığı çeker her iki belikten
Saydı divaneye aklım zorundan
Yazdı edebime sükut erinden
Verdi nazarıma şahit kulundan
Yarini seçer her düşü canından
Hasret kalıp diz üstüne yıkıldım
Pazar kılıp yol üstüne oturdum
Şeytan dedi kul üstüne kuruldum
Şerrini düzer her kişi yolundan
Dost elinden ırak düştü sarayım
Gönül kasrı yarelendi yüreğim
Felek sattı insan kârı nideyim
Sadrımı bezer her gülü çemenden
Gönül suyu yüreğimden akıyor
Gayret sa’yi Kuran’ımdan çavıyor
Benim yarim sözü sazdan ölçüyor
Bağrımı sarar her gayri yürekten
Evlerinin önü de elvan elvan
Kokarmış da lale nergis gül eyvan
Yar uğruna kokarmış derde reyhan
Gülşeni döşer her yadı çiçekten
Bağların güzeli güllere nazar
Çemende eyleşir yarine hazar
Dağlara düşermiş perçemi çeker
Yücesi zalım her izi dölekten
Yan dedi yan dedi Rabbim ümmete
Ben yanmassam kimler yanar eşkine
Hazan kıldın can bedende gel diye
Sadrını açar her sözü fetadan
Ele verdim gülüm gülşenim ağlar
Yola düştüm yarim dövünür söyler
Cana verdim canan kudretten eyler
Kadrini sorar her güle çemenden
Bir yar için nice yiğit yıkılır
Su başında onbeş suna bakışır
Bir kadere çifte güzel yazılır
Gönlünü eyler her iki kucaktan
İbrişim atkının teli söylesin
Kargı kamış gibi dalı uzasın
Dua saldım ardı sıra yanasın
Aşkını yazar her iki dudaktan
Benim yarim mani dizer bakraca
Sağı benim solu senin ortaca
Hayat budur kimler çözer bulmaca
Yazgısı şeçer her iki suvaktan
Derdim artar dünü günü ahmedim
Ele güne düştüm seni diledim
Cenneti alaya beli niyetim
Mizanı tartar her iyi yazandan
Ahi kul ahmedim böyle işlerim
Oturmuş hasbihal eder eşlerim
Hakk yoluna feda olsun canlarım
Sevabı katlar her iki günahtan
NOT: Bu şiirin adının bakraç olmasının nedeni Bakracın iki kulplu olup
hayatın da iki kişi tarafından çekilmesi gerektiği düşüncesindendir.
aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur.
Sala sala salmış zülfün telini
Gönül düşer el aleme yol olur
Tez yıkılmış yiğit dalın bendini
Gönül düşer el aleme yol olur
Yâda açma şu leblerin, benimsin
Nida etme el duymasın dalımsın
Güle sorma kaç bahara sazımsın
Gönül düşer bir zalime el olur
Gözlerinde canlar canı bir olur
Bellerinde beyler kolu nico’lur
Üç gün varsam beş gün demez şer olur
Gönül düşer kim derdine kul olur
Nazlarına yıkar canlar devirir
Dertlerini satar kullar edinir
Boylarını ölçer dallar eğilir
Gönül düşer yar aşkına del’olur
Salâ saldım eğri doğru bir oldu
Can-ı aşka feta etmek zül’oldu
Edep erkan yol oğluna naz oldu
Gönül düşer şer yoluna zar’olur
Emmi dayı hala teyze kuzenim
Ardı sıra gelen giden gezenim
Feda olsun altun akçe döşerim
Gönül düşer yar eline saz olur
Döşe döşşe otur aşşa gel olur
Asbap nalın satır dibek öze dur
Bir geline onbeş kucak açadur
Gönül düşer el diline şeş olur
Bir ölçtüm beş saydım gonca gülüme
Naz etti kıç döndü onca dilime
El dedi el üstün onca varıma
Gönül düşer dal üstüne nem’olur
Dürüstlük sendeydi gökçe avradım
Kime göçün akça gelin muradım
Sökün etti şerler kime dargınım
Gönül düşer hal üstüne gayr’olur
Ey yolumun yoldaşı nedir celalin
Neyledim dalına kopar melalin
Hakk Mustafa aşkına yazar helalin
Gönül düşer bir Muhammed Can olur
Ele güne rezil etme bendini
Duyan beşe katlar senin sırrını
Kararım kavidir önden sonunu
Gönül düşer el torbası nen’olur
Aşkı arar isen nerde bulasın
Aşka iş eyleyen Hûda bilesin
Elin sa’yi dedi Rahman çözesin
Gönül düşer Hakk yorganı sır’olur
Ahi Ahmed yolun sarpı sanadır
Doğru gitmez nalın tozu daradır
Ben bu aşkı ölçtüm geçmez yaradır
Gönül düşer aşk devranı kâr olur
Ahi Ahmed kul düştü yar elinden
Cefa çeker dûnü günü dilinden
Hakk nasip etse de yansa od’undan
Gönül düşer ar beyanı hal’olur
Ahmed ümitlü kulsun aşk yolunda
Kim bilir aşkı kim düşer yolunca
Sen şöyle beri gel aşık olunca
Gönül düşer “Bir” yoluna aşk’olur
aşık ahi kul ahmede bu şiirleri yazmak nasib olmuştur.
Ben yarimi tanırım Hakk Muhammed
Bir karış boya kırk türlü huyu var
Şu derdimi açamam Hakk Mustafa
Bir danış kele bir çeşit suyu var
Sabah akşam dert yanar el zorundan
Deva bulmaz çaresi kul yolundan
Usul adap bilmez sohbet şerhinden
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Konu komşu ahuzar kem dilinden
Nice kazan kaynar şerrin katından
Mustafa diye cariye huyundan
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Ne kopturur ne öptürür yanından
El yazdırır kul döktürür sazından
Gel eylesin git neylesin nalından
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Sararım sararım da dert sararım
Sırtlanlar götürsün de şer yutarım
Bir o yana bir bu yana dalarım
Bir danış kele on çeşit suyu var
Canadır kastı yokuşta durulmaz
Daladır yası başında eksilmez
Sevmeye ârı daşında yazılmaz
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Bağın bahçenin cananı suyuna
Gonca gülü dikeninden huyuna
Ben bu yari karıp katıp halına
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Yarden elaman da elden usanmam
Dara düşerim de borca yakınmam
Karar eylerim de çuldan yerinmem
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Pilavdan kürtlüğü dişler başına
Bazlaması suyundandır döşüne
Anasız koca başından içmeğe
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Yüce dağlar kavli karar sendedir
Yol eyledim perçemin aç güldedir
Söylenecek söz müdür yar eldedir
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Yaylalarım çemen söyler saz benim
Güllüleri yaylaklarım söz benim
Muradımı alamadım köz benim
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Ağalar beyler söyleyin halime
Bir nefes düştü can-ı kemalime
Rızasız lokma girmez kursağıma
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Çemene hazan düştü gör eyvanı
Duaya şeytan erdi naz zamanı
Gülmenin baçı ağdı yüz selamı
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Eylerim eylerim de can eylerim
Ademe kârımdır mercan toplarım
Hali melaline sultan biçerim
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Gari tükenmez sevgi bir duadır
Ölüp yitmek koynun varı Hüda’dır
Hazan yetmiş bahar aşkı hülyadır
Bir danış kele bin çeşit suyu var
Ahi kula Ahmet yazdım maniden
Kader karar eyler hangi yaniden
Ele güne düşmek zoru heybeden
Bir danış kele bin çeşit suyu var
aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur
Şeftali pazarı kurarmış gülüm
Leblerini fakirden mahrum etme
Öpmektir muradım uzanmış gülüm
Dudağını fakirden mahrum etme
Çaldığım Hakk sazıdır kenarından
Bilirler şerli sözü biatından
Öperler dar giyeni memesinden
Yanağını fakirden mahrum etme
Ararım sen gibi bulamam elde
Altunu asbapu düzerim hem de
Yedidir baharı sayarım gülde
Kararını fakirden mahrum etme
Güzeller kıymatın aşıklar bilir
Kıza dula bakmaz yastıkta ölür
Güzele çekilmiş sürmeler kalır
Duaları fakirden mahrum etme
Altunu akçeyi sarraflar ölçer
Kumaşın haresin bezirgan ölçer
Güzelim gökçedir yareler eyler
Dermanını fakirden mahrum etme
Algın algın süzme yarem derindir
Canım sundum yetmez dedi canındır
Soyha dünya çeker gönül varımdır
Gönüldeki fakirden mahrum etme
Deli gönül dolanırmış yazıda
Deva bulmaz derde uğrar yaylada
Güle dedim bülbül olsam dalında
Sevabını fakirden mahrum etme
Yanarım yanarım da yar yanarım
Yar uğruna onbeş şaki vurarım
Kul olmağa bir cariye isterim
Hizmetini fakirden mahrum etme
Kara kaşlara sürmedir çekilir
Yüce dağlara muradım yazılır
Güzel olmağa kudretten okunur
Kitabını fakirden mahrum etme
Kahve derler de ölçeği yemenden
Dibeği döverler ellen demirlen
Sana tutulmuşum elin gülünden
Güllerini fakirden mahrum etme
Hörü müsün sevdiğim çemenlerde
Arzumanım kaldı şu gelinlerde
Böyle güzel seçilir düğünlerde
Seçtiğini fakirden mahrum etme
Göremediydim seni dün de bugün de
Göğnümdedir aşkın dünü günümde
Neylesem de bilmez hüsnü şerhimde
Yazgısını fakirden mahrum etme
Ahi ahmed düşer kadı şerhinden
Beratı yardendir gönül hoşundan
Niyazı Hakk’tandır ölmek kastından
Dostlarını fakirden mahrum etme
aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur.
Kırşehir ilinden bağlar yolundan
Aradım evlerin buldum izini
Belik bağlamış da sırma saçından
Salıp gider yar boyunun dalını
Güzeli de deli göğnüm güzeli
Kaç yıl oldu yar bahçada gezeli
Hazan olmuş gün dönermiş gazeli
Saçar gider yar çemenin üstünü
Yayladır yayladır meskenim yayla
İki tek bir düz atayım o yarla
Divane gönlüme çaldığım sazla
Söyler gider yar türkünün demini
Yaredir göğnüm de yaredir yare
Kulları can atar onbeşlik yare
Oturup karşıma naz ile söyle
Yıkar gider yar ozanın bendini
Gökçedir güzelim gökçedir gökçe
Sırma kola takar altunla akçe
Umudum domur domur şu göğüste
Açar gider yar düğmenin çiftini
Güzel olan gül gönderir dostuna
Dost yüzünden ağu içem hüsnüne
Can canana söyler sırrı “bir” diye
Yoklar gider yar kulunun kalbini
Mestanedir göğnüm sana mestane
Baha kılmış verse canım merdane
Kız yatır beni kolunun üstüne
Alır gider yar erinin tadını
Bağlarım bağlar da güllerim bağlar
Pınar başında çifte suna ağlar
Kimler yanıp da sıdk ile söyler
Satar gider yar bazımın gadrini
Yollarım yollar da sakladım sırlar
Nice yol eyledim de yareler sızlar
Üçe aldım hiçe sattım yok ağlar
Katar gider yar derdimin beşini
Ahi kul ahmedim sözüm tartarlar
Üçten beşe var nemazın kılarlar
Satılmaz kumaşı orda ölçerler
Koyar gider yar canımın üstünü
NOT: satılmaz kumaş demek ahirete gittiğinizde sizin iman ve amelinizin derecesi ne ise o demektir. bu kumaş sizi tamamen kapatıyorsa bu iyi demektir. kısa ise kötü demektir. satılmazdan kasıt ise bu kumaşın dünyada amelle alınıp ahirette satılmadığı demektir. satılmaz kumaşın orda (ahirette) ölçülmesi de anlaşılmış olmalı.
dünyada da Allaha yükselebilmiş kişiler arşa davet edilirler ve iman ve amel ve muhabbeti hangi derecede ise ona uygun beyazlık ve uzunlukta bir cübbe giyerler ve baleye benzeyen çok hareketli bir dans ederler Allah aşkı için. yalnız bu cübbe önden düğmelidir. bunun anlamı dervişin hata etmesi halinde cübbesinin düğmeleri açılarak aşağı düşeceği anlamındadır. bu kardeşiniz de bu beyaz ve uzun cübbe ile arşu alada çok hareketli bir Allah’a aşk dansı yapmıştır. hayra vesile ola…
-canımın üstüne demek de mezara koyar gider demek istiyor.
-üçten beşe varmak demek ömür üçten beşe kadar kısadır ve daha dünyaya yeni gelmişken hemen nemaza durulduğu anlatılmak istendi. Allahü alem
aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur
Yeşil gözlerini sevdiğim dilber
Aç şu leblerini emmeğe geldim
Şeftalini cana şifa dediler
Doğru mu sevdiğim görmeğe geldim
Zalım, sürmeler çekermiş yıkmağa
Belleri incedir kolum sarmağa
Altunu asbapu düzdüm almağa
De gari sevdiğim zifafa geldim
Aşkına sıdkın yukadır dediler
Gülmeğe tavı akçedir dediler
Severse,zalım, öldürür dediler
Yoluna efendim ölmeğe geldim
Yolları ıraktır varılmaz yere
Niyetim kucaktır çekilmez yare
Göğüsler saçaktır açılmaz yada
Sevabı sanadır açmağa geldim
Seni sevenler, gari gülmez imiş
Baha kıldığın, gari onmaz imiş
Canın aldığın gari yunmaz imiş
Yunmanın karını ölçmeğe geldim
Tatlı diller usul boylar söylenir
Kına yakmış altun akçe peylenir
Nazlı olma sevdiceğin darlanır
Yoluna kadrim sormağa geldim
Kararım kavidir dönmem yolumdan
Sanadır diyerek gönül dalımdan
Memene dökülmüş zülfün kolumdan
Dolanır gönlüne sarmağa geldim
Bir o yana bir bu yana sallanır
Cana canan yetmiş “bela” bellenir
Kimseler bilmez can aşka şartlanır
Şartına döndüğüm arşına geldim
Severim seni levhimden yazgımsın
Nice yiğit düşer ardı sazımsın
Cümle alem duysun gari benimsin
Benlerin teninde saymağa geldim
Canım kurban olsun senin yoluna
Hüsnün şavkı vurur gönül bağına
Kölen düşsün gayri kadı şerhine
Hakikat yoldadır bakmağa geldim
Yaktın beni cilve ile naz ile
Sinem düşürdün bir acı söz ile
Ahdim olsun kaldırırım kız ile
Kuşaktır çözdüğüm dizmeğe geldim
Al yanaktan ballar akar süzülür
Leblerinden zülfün teli dökülür
Fistan ile al yemeni tozutur
Koşturma sevdiğim yatmağa geldim
Yapı yapmış bahçaların başına
Kerpiç olam selamlığın rafına
Her gelişte güzelliğin aşkına
Okutur sevdiğim bilmeğe geldim
Hilal kaşa ince bele ar olmaz
Servi revan olmuş da yol dayanmaz
Ak ellere gonca güller sorulmaz
Dokunur dikeni ellere geldim
Ahi ahmed kul olurmuş güzele
Nice güzel sardı, tutarmış çetene
Bahar geçmiş hazan olmuş bilmeğe
Canımdır koynunda yunmağa geldim
aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur.
Bir selam geldi de o nazlı yardan
Ne imiş derdi bilmekdir muradım
Duydum bağrı yanık efkarlı halin
Varıp koynuna girmekdir muradım
Turnalar sökün eder oncak kalkar
Bir selam saldım yardan âri çavar
Şu güle bülbül düşer sazı yakar
Varıp bahçalara dermek muradım
Dağların karı erisin gidelim
Yaylalarda çemenlere yazalım
Onbeş atlı bir solukta dalalım
Haççe kızı kaçırmaktır muradım
Kudretten çekilmiş sürme gözlerin
Tel tel olmuş derdim asar zül’flerin
Tenhalarda gezme gönül dağların
Yaktı sinem leblerindir muradım
Sevdiğim şu güzel ince bellidir
Yanakları al al olmuş benlidir
Bir o yana bir bu yana sallıdır
Gönül yasak dinlemez öp muradım
Çemenler bahar söyler yar inkarcı
Güle düşmüş bülbül beni inkarcı
Ömrüm aldı yarim gönlü inkarcı
İnkara vermeyen yorgan muradım
Allı pullu yarin başı gümandır
Hilal kaş altında gözler yamandır
Hey kız bir gececik işin kolumdur
Can yitermiş can içinde muradım
Koşup durdum yar peşinden tutaydım
Onbeşinde gönül vermiş yanaydım
Ele güne düşüp rezil olaydım
Göğnüm ölmez güzel eyler muradım
Güzellerde kaldı göğnüm nideyim
Kaç güzeli sardı isem öleyim
Ben bu gönlü yar zülfüne asayım
Ölüp ölüp yitmek olsun muradım
Bir yiğit de bir güzeli severse
Cariye bekler kucağa düşerse
Canı cana katam kölen olursa
Kul yiter kul içinde şu muradım
Yeşil gözler vefasızmış bileyim
Nice selam salsam olmaz helalim
Usanmadı canım ister maralım
Hazanıma güzel yazmak muradım
Kaç güzele murad kıldım düşmedi
Ah eyledim algın kıza duymadı
Sarmak için altın asbap yetmedi
Kol üstünde yatar kızlar muradım
Ahi kul ahmedim yoktur zararım
Ilgıt ılgıt esen yelnen sararım
Hazan olmuş çemen sazı çalarım
Yar kucakta ben yanakta muradım
aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur.
Muhammed geldi Arap’tan aleme
Tarikat yolu edepten cemale
Hakikat ister insanı bilmeğe
Benzemez canı canandan ölçmeğe
Bilmek için kimde karar eyleyem
Kim aşkına Hakk’ta canım neyleyem
Yer ile yeksan bu cana kahrındır
Bir zelzele kıl bu cana dehrindir
Rahmet eyler bilmek kastı kulundan
Vermek diler sonsuz yadı şanından
Bir Muhammed dilesem bin canı var
Bir Amine dercolur bin şanı var
Bir Abdullah bilinir er yolundan
Ol Mahmud görmedi anı canından
Muhammed’e verdi dede yarından
Aç mı açık mı komaz dem varından
Bir dede Abdülmuttalip söylenir
Gönüller türabı bir can eylenir
Haşim idi ol dedeler sülbünden
Bir nesil ki temiz kıldı yolundan
Saydım dörttür Abdülmenaf oğuldan
Gönüllere saflık verir nazından
Nesli Mahmud bilmek eydür ceddini
Sekiz cennet selam durur gezgini
Yedi yaşında amcaya verildi
Korumağa canından gül derildi
Sev dedi gönlüm ah ile canından
Kim eyler beni can kulu sadrından
Bin eyler biri çerağı zarından
Bir söyler efradı anın bağrından
Gel, gel, gül ol da gel canın mihrabı
Kim kılar bir namazlık saltanatı
Ahım cevri sarmıştır önden sona
Baha kılmak garazdır canı kana
Canım sundum Leyla bilmezmiş “bela”
Mecnun faslı ölmez titrermiş vera
Bir Ebu Talip Ali’ye babadır
Cümle Arap cem’i saya nicedir
Her bir iş sorulur Ebu Talip’ten
Seyrede Muhammed anı talipken
On yedide bir Muhammed kemale
Hatice görmeğe nazı kinaye
Bir şahin ola avına Muhammed
Ağıt kılar bir Hatice Muhammed
Gönüldür katlı yanarmış Hatice
Muhammed’in yangısı kul deminde
Önden sona diler anı Allah’tan
Muradın şem’i yanmaz mı kaderden
Gel gör ki Hakk ne işler eylermiş
Kim devedir Muhammed can bakarmış
Çaker oluptur Rasul Hatice’ye
Almak kastı bu sebeptir görmeğe
Hatice’ye baht Muhammed olmuştur
Rasulün baçına inci saçmıştır
Kırk eyledi yaş kemali bulmağa
Anda geldi vahyi kelam yetmeğe
Muhammed’i sultan kılıp seçermiş
Yar eyleyip hem gönlüne koyarmış
Allah yazdırır Rasulün işini
Nice alem iman eyler nasibi
Rasule imame kılmak başından
Kemal ile otuz üç bin ardından
Hizmetkar olmak nice arzudur kim
Edeple izzet eyler kânıdır kim
Kim yetimdir gele Rasul dizine
Gariplik Hakk’tandır deyu nazına
Ol merhamet sadır oldu Rasul’den
Dileği safa buldu bin gönülden
Yetim kılmış Rasulü ol babadan
Hem yetim hem garib yettim haneden
Her kim yetim olmuş nice yanıma
Has ümmet eylerem anı yadıma
İncitme yetimi incitir Allah
Garibe dağ etme görendir Allah
Yetim olmak cihanda kim ezile
Garib derler kimine zor düşüle
Garib kıldım kim riyasettir işi
Hay dedim canan dedi garib kişi
Garibler çetenesi Hakk katında
Sabah akşam sorar anı zatında
Allah’a kim arslandır gel Ali’yem
Küffarı kırar şanı zülfikarem
İman Hakk’a güzel davet kılasın
İslam’a kuvvet verdin can olasın
Kim mü’min olmuştur alıp gelesin
Küfrü kaim olana dik durasın
Elde kılıç düldül çeker erleri
Kafir olmak züldür gayri kimleri
Elde Zülfikar Ali’de yamanmış
Kırk arşına kılıç salmak imanmış
On sekiz oğlan var idi Ali’den
Hangisidir büyük tuğlu Âliden
İslam için kanlar yutar Ali’ler
İslam tuğun sıkı tutmuş âliler
Ahi ahmed garipliğe düşmüştür
Rasul evladına nice yazmıştır
Kul olmak Ahmed karından gelirmiş
Zül olmak şeytan harından denilmiş
Nice ins var etti cehennem karı
Var nice kul yar etti cennet yari
Gel imdi ahmedim kul düş yarine
Yaran saymaz imiş dünya dönmüşe
Nice kullar yaran olur arşına
Gayrin bilmez kulum düştüm zatına
Bilmez idim Hakk’tan fehim niyaza
Nuru şevkin vurur oldu nazara
Ben yanmasam kimler yanar mahına
Yudum gönlü gel gir ağlar yadına
Söze mihrap sensin coşar manalar
Bu aşıklık senden oldu duyalar
Yetti gari ahmedim bu veraın
Selam oldu aleme bu meramın
Gariplere yetim ol hem canınla
Her birin görmek dile sen varınla
Hakk Teala nasib kıla cenneti
Selam üzre kabul göre yetimi
Ahi kul ahmed niceye fedadır
Şefaat etsem binlere azaddır
Rahman’a Rahim çaldım bin felahtır
Şeytana kulluk bin adım ezadır
Ahmedim sen de olmadın vareste
Hakk çağıra anda denkle gül deste
Kim nemaz üzre okur bu yazıyı
Şefaat kıla ahmedler kişiyi
(Bu son beyit namaz kıldıktan bu yazının okunması halinde
şefaat dese de bu dünyadayken dertlerinize çare duasına dönecektir.
Şefaat hakkınız ise bakidir bi iznillah. Ahmedler şunlardır:
-Peygamber Efendimiz Ahmed (sav)
-Hoca Ahmed Yesevi (Allah Rahmet Eylesin)
-Bir de bu fakir kardeşiniz Aşık ahi kul ahmed (İlahi aşkı çok ve faydalı olsun)
Şifa Allah’tandır.)
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib oldu elhamdülillah