Notice: Undefined variable: has_ut in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/all-in-one-seo-pack/aioseop.class.php on line 567

Dağ imiş (Koşma)

Güzel sevdim deyu kostak yol etmiş

Arkam sıra gıybet eden çoğ imiş

Şu güzeli naza çeken zor etmiş

Önüm sıra yola düşen çoğ imiş

 

Hazan erdi gönül çemen neylesin

Nice güzel sarmak gönül eylesin

Dünü günü ana baba kollasın

Aramızda yüce duran dağ imiş

 

Salındı boyuna kavak yelleri

Goncayı açarmış yiğit kolları

Baharı çemendir yayla kızları

Ardımızda sıra kollar çoğ imiş

 

El dayim yoklarmış senin bendini

Gül yüzün soldurur çözer dengini

Bu illerde paşa beylik ingili

Vatanında züğürt olmak yeğ imiş

 

Karşımda durur boz bulanık dağlar

Yar yüreğim çatallı sene yanar

Gadaların alayım tozlu yollar

Yar eline ırak düşmek dağ imiş

 

Bahar olsa yazı gelmez çemenden

Yazı düşse harman olmaz sinemden

Habar geldi yare bilmez zalımdan

El dilinden zehir içmek yeğ imiş

 

Dağlar oldum iniledim bir zaman

Perçem açtım aktı suyum bir zaman

Çemenlendi eteklerim bir zaman

Dağ elinden gayri düşmek dağ imiş

 

Bu illerde bilmem ki ne işim var

Yar iline habar saldım sazım kar

Gel eylemiş gayri durma canım var

Her yanımdan dara düşmek dağ imiş

 

Kaç demet hayal etsem yar üstüne

Ne söyler bilmem anın yel üstüne

Kur kurul açıl saçıl kol üstüne

Er kolundan canda yitmek cağ imiş

 

Hayatım şahittir iman yarime

Döşedim zaittir kulpu zarına

Aşığa bahadır cehli yunmaya

Aşk od’undan iman çalmak sa’ imiş

 

Ahi kula ahmed yazdım dalından

Çala durdum gönül sazı yolundan

Gelmez gitmez Rahman yaza eşkindan

Hakk yoluna candan geçmek dağ imiş

 

 

aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur

17 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Eşik (Koşma)

Hey gardaşım izin verde geçeyim

Arkamızda ağıt yakan gözler  var

Derdim nazlı yare evvel düşeyim

Aramızda devrilesi dağlar var

 

Bir yar bekler gönül sazı çalayım

Ele düşer dünü günü sarayım

Sevme derler de ben nasıl sevmeyim

Yar uğruna döşler döver neler var

 

Gazel oldun savrulursun ellere

Güzel kuldun dökülürsün yollara

Edep bilmez konuşursun kimlere

Yar ilinde canlar yakar beyler var

 

Yeni duydum güzellerin huyunu

Ala dur sen üzümlerin suyunu

Gülden saydım sunaların başını

Kol düşünce beller saran erler var

 

Güzel sevdim deyü aşım keserler

Ekmek tuza bandı deyu düşerler

Güle sordum niye beni yazarlar

Kapılarda eşik tutar  canlar var

 

Irak durdum yare düştü gönlüme

Yare dedim ele güne meyil ne

Felek yazmış dünü günü kahretme

Kahırlarda cefa ceker dostlar var

 

Gurbet iller eğlenecek yer değil

Alem divan dursa canım hoş değil

Gonca açtı derler gülüm baş değil

Çemenlerde sekme seker dallar var

 

Bir berbere şakirt oldum ustasız

Kerpiç kestim alaçığa kalıpsız

Bir alma soydum dost seçer gümansız

Manilerde geven düşer çullar var

 

Kara gözler manisini sürermiş

Oturur bahçaya zülfün tararmış

Yollara çıkmış da eşin ararmış

Gözlerinde aşkı içer meyler var

 

Bir zulüm geldi de dünden bugüne

Beyler zoru söker şerden eyiye

Garip isen ağla kendi düşüne

Yetimlerde Hakk’a çıkar keller var 

 

Yare dedim yare düştü gönlüm var

Gönül bilmez ele güne nazlım var

Kadir Mevlam yazmaz ise zorum var

Levhe düşe kalem yazar nazlar var

 

İkra düştüm kararınca yürüdüm

Canı saldım candan öte dokudum

Gel eyledim gelmez gitmez okudum

Kitabında aşkı yazar binler var

 

Ey Ahmed’im etme kendi mehdini

Taşlar alıp dövme döşün pundunu

Yine yoktan kıldı varım künhünü

Sadırlarda iman yari kullar var

 

 

aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur

15 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Bakraç (Koşma)

Sallanı sallanı gelir pınardan

Bakracı söyler her iki yanaktan

Muradım belleri sarar savaktan

Bakracı söyler her iki yanaktan

 

Yeşilin üstüne de al incinir

Elinin tersine de kul düşürür

Sarılıp yatmağa da kol gerilir

Aşığı çeker her iki belikten

 

Saydı divaneye aklım zorundan

Yazdı edebime sükut erinden

Verdi nazarıma şahit kulundan

Yarini seçer her düşü canından

 

Hasret kalıp diz üstüne yıkıldım

Pazar kılıp yol üstüne oturdum

Şeytan dedi kul üstüne kuruldum

Şerrini düzer her kişi yolundan

 

Dost elinden ırak düştü sarayım

Gönül kasrı yarelendi yüreğim

Felek sattı insan kârı nideyim

Sadrımı bezer her gülü çemenden

 

Gönül suyu yüreğimden akıyor

Gayret sa’yi Kuran’ımdan çavıyor

Benim yarim sözü sazdan ölçüyor

Bağrımı sarar her gayri yürekten

 

Evlerinin önü de elvan elvan

Kokarmış da lale nergis gül eyvan

Yar uğruna kokarmış derde reyhan

Gülşeni döşer her yadı çiçekten

 

Bağların güzeli güllere nazar

Çemende eyleşir yarine hazar

Dağlara düşermiş perçemi çeker

Yücesi zalım her izi dölekten

 

Yan dedi yan dedi Rabbim ümmete

Ben yanmassam kimler yanar eşkine

Hazan kıldın can bedende gel diye

Sadrını açar her sözü fetadan

 

Ele verdim gülüm gülşenim ağlar

Yola düştüm yarim dövünür söyler

Cana verdim canan kudretten eyler

Kadrini sorar her  güle çemenden

 

Bir yar için nice yiğit yıkılır

Su başında onbeş suna bakışır

Bir kadere çifte güzel yazılır

Gönlünü eyler her iki kucaktan

 

İbrişim atkının teli söylesin

Kargı kamış gibi dalı uzasın

Dua saldım ardı sıra yanasın

Aşkını yazar her iki dudaktan

 

Benim yarim mani dizer bakraca

Sağı benim solu senin ortaca

Hayat budur kimler çözer bulmaca

Yazgısı şeçer her iki suvaktan

 

Derdim artar dünü günü ahmedim

Ele güne düştüm seni diledim

Cenneti alaya beli niyetim

Mizanı tartar her iyi yazandan

 

Ahi kul ahmedim böyle işlerim

Oturmuş hasbihal eder eşlerim

Hakk yoluna feda olsun canlarım

Sevabı katlar her iki günahtan

 

NOT: Bu şiirin adının bakraç olmasının nedeni Bakracın iki kulplu olup

hayatın da iki kişi tarafından çekilmesi gerektiği düşüncesindendir.

 

 

aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur.

15 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Beri gel (Koşma)

Sala sala salmış zülfün telini

Gönül düşer el aleme yol olur

Tez yıkılmış yiğit dalın bendini

Gönül düşer el aleme yol olur

 

Yâda açma şu leblerin, benimsin

Nida etme el duymasın dalımsın

Güle sorma kaç bahara sazımsın

Gönül düşer bir zalime el olur

 

Gözlerinde canlar canı bir olur

Bellerinde beyler kolu nico’lur

Üç gün varsam beş gün demez şer olur

Gönül düşer kim derdine kul olur

 

Nazlarına yıkar canlar devirir

Dertlerini satar kullar edinir

Boylarını ölçer dallar eğilir

Gönül düşer yar aşkına del’olur

 

Salâ saldım eğri doğru bir oldu

Can-ı aşka feta etmek zül’oldu

Edep erkan yol oğluna naz oldu

Gönül düşer şer yoluna zar’olur

 

Emmi dayı hala teyze kuzenim

Ardı sıra gelen giden gezenim

Feda olsun altun akçe döşerim

Gönül düşer yar eline saz olur

 

Döşe döşşe otur aşşa gel olur

Asbap nalın satır dibek öze dur

Bir geline onbeş kucak açadur

Gönül düşer el diline şeş olur

 

Bir ölçtüm beş saydım gonca gülüme

Naz etti kıç döndü onca dilime

El dedi el üstün onca varıma

Gönül düşer dal üstüne nem’olur

 

Dürüstlük sendeydi gökçe avradım

Kime göçün akça gelin muradım

Sökün etti şerler kime dargınım

Gönül düşer hal üstüne gayr’olur

 

Ey yolumun yoldaşı nedir celalin

Neyledim dalına kopar melalin

Hakk Mustafa aşkına yazar helalin

Gönül düşer bir Muhammed Can olur

 

Ele güne rezil etme bendini

Duyan beşe katlar senin sırrını

Kararım kavidir önden sonunu

Gönül düşer el torbası nen’olur

 

Aşkı arar isen nerde bulasın

Aşka iş eyleyen Hûda bilesin

Elin sa’yi dedi Rahman çözesin

Gönül düşer Hakk yorganı sır’olur

 

Ahi Ahmed yolun sarpı sanadır

Doğru gitmez nalın tozu daradır

Ben bu aşkı ölçtüm geçmez yaradır

Gönül düşer aşk devranı kâr olur

 

Ahi Ahmed kul düştü yar elinden

Cefa çeker dûnü günü dilinden

Hakk nasip etse de yansa od’undan

Gönül düşer ar beyanı hal’olur

 

 

Ahmed ümitlü kulsun aşk yolunda

Kim bilir aşkı kim düşer yolunca

Sen şöyle beri gel aşık olunca

Gönül düşer “Bir” yoluna aşk’olur

 

 

 aşık ahi kul ahmede bu şiirleri yazmak nasib olmuştur.

12 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Kele..(Koşma)

Ben yarimi tanırım Hakk Muhammed

Bir karış boya kırk türlü huyu var

Şu derdimi açamam Hakk Mustafa

Bir danış kele bir çeşit suyu var

 

Sabah akşam dert yanar el zorundan

Deva bulmaz çaresi kul yolundan

Usul adap bilmez sohbet şerhinden

Bir danış kele  bin çeşit suyu var

 

Konu komşu ahuzar kem dilinden

Nice kazan kaynar şerrin katından

Mustafa diye cariye huyundan

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Ne kopturur ne öptürür yanından

El yazdırır kul döktürür sazından

Gel eylesin git neylesin nalından

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Sararım sararım da dert sararım

Sırtlanlar götürsün de şer yutarım

Bir o yana bir bu yana dalarım

Bir danış kele on çeşit suyu var

 

Canadır kastı yokuşta durulmaz

Daladır yası başında eksilmez

Sevmeye ârı daşında yazılmaz

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Bağın bahçenin cananı suyuna

Gonca gülü dikeninden huyuna

Ben bu yari karıp katıp halına

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Yarden elaman da elden usanmam

Dara düşerim de borca yakınmam

Karar eylerim de çuldan yerinmem

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Pilavdan kürtlüğü  dişler başına

Bazlaması suyundandır döşüne

Anasız koca başından içmeğe

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Yüce dağlar kavli karar sendedir

Yol eyledim perçemin  aç güldedir

Söylenecek söz müdür yar eldedir

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Yaylalarım çemen söyler saz benim

Güllüleri yaylaklarım söz benim

Muradımı alamadım köz benim

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Ağalar beyler söyleyin halime

Bir nefes düştü can-ı kemalime

Rızasız lokma girmez kursağıma

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Çemene hazan düştü gör eyvanı

Duaya şeytan erdi naz zamanı

Gülmenin baçı ağdı yüz selamı

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Eylerim eylerim de can eylerim

Ademe kârımdır  mercan toplarım

Hali melaline sultan biçerim

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Gari tükenmez sevgi bir duadır

Ölüp yitmek koynun varı Hüda’dır

Hazan yetmiş bahar aşkı hülyadır

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

Ahi kula Ahmet yazdım maniden

Kader karar eyler hangi yaniden

Ele güne düşmek zoru heybeden

Bir danış kele bin çeşit suyu var

 

 

 

aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur

 

 

 

 

 

11 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Şeftali pazarı (Koşma)

Şeftali pazarı kurarmış gülüm

Leblerini fakirden mahrum etme

Öpmektir muradım uzanmış gülüm

Dudağını fakirden mahrum etme

 

Çaldığım Hakk sazıdır kenarından

Bilirler şerli sözü biatından

Öperler dar giyeni memesinden

Yanağını fakirden mahrum etme

 

Ararım sen gibi bulamam elde

Altunu asbapu düzerim hem de

Yedidir baharı sayarım gülde

Kararını fakirden mahrum etme

 

Güzeller kıymatın aşıklar bilir

Kıza dula bakmaz yastıkta ölür

Güzele çekilmiş sürmeler kalır

Duaları fakirden mahrum etme

 

Altunu akçeyi sarraflar ölçer

Kumaşın haresin bezirgan ölçer

Güzelim gökçedir yareler eyler

Dermanını fakirden mahrum etme

 

Algın algın süzme yarem derindir

Canım sundum yetmez dedi canındır

Soyha dünya çeker  gönül varımdır

Gönüldeki fakirden mahrum etme

 

Deli gönül dolanırmış yazıda

Deva bulmaz derde uğrar yaylada

Güle dedim bülbül olsam dalında

Sevabını fakirden mahrum etme

 

Yanarım yanarım da yar yanarım

Yar uğruna onbeş şaki vurarım

Kul olmağa bir cariye isterim

Hizmetini fakirden mahrum etme

 

Kara kaşlara sürmedir çekilir

Yüce dağlara muradım yazılır

Güzel olmağa kudretten okunur

Kitabını fakirden mahrum etme

 

Kahve derler de ölçeği yemenden

Dibeği döverler ellen demirlen

Sana tutulmuşum elin gülünden

Güllerini fakirden mahrum etme

 

Hörü müsün sevdiğim çemenlerde

Arzumanım kaldı şu gelinlerde

Böyle güzel seçilir düğünlerde

Seçtiğini fakirden mahrum etme

 

Göremediydim seni dün de bugün de

Göğnümdedir aşkın dünü günümde

Neylesem de bilmez hüsnü şerhimde

Yazgısını fakirden mahrum etme

 

Ahi ahmed düşer kadı şerhinden

Beratı yardendir gönül hoşundan

Niyazı Hakk’tandır ölmek kastından

Dostlarını fakirden mahrum etme

 

 

aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur.

10 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Satılmaz kumaş (Koşma)

Kırşehir ilinden bağlar yolundan

Aradım evlerin buldum izini

Belik bağlamış da sırma saçından

Salıp gider yar boyunun dalını

 

Güzeli de deli göğnüm güzeli

Kaç yıl oldu yar bahçada gezeli

Hazan olmuş gün dönermiş gazeli

Saçar gider yar çemenin üstünü

 

Yayladır yayladır meskenim yayla

İki tek bir düz atayım o yarla

Divane gönlüme çaldığım sazla

Söyler gider yar türkünün demini

 

Yaredir göğnüm de yaredir yare

Kulları can atar onbeşlik yare

Oturup karşıma naz ile söyle

Yıkar gider yar ozanın bendini

 

Gökçedir güzelim gökçedir gökçe

Sırma kola takar altunla akçe

Umudum domur domur şu göğüste

Açar gider yar düğmenin çiftini

 

Güzel olan gül gönderir dostuna

Dost yüzünden ağu içem hüsnüne

Can canana söyler sırrı “bir” diye

Yoklar gider yar kulunun kalbini

 

Mestanedir göğnüm sana mestane

Baha kılmış verse canım merdane

Kız yatır beni kolunun üstüne

Alır gider yar erinin tadını

 

Bağlarım bağlar da güllerim bağlar

Pınar başında çifte suna ağlar

Kimler yanıp da sıdk ile söyler

Satar gider yar bazımın gadrini

 

Yollarım yollar da sakladım sırlar

Nice yol eyledim de yareler sızlar

Üçe aldım hiçe sattım yok ağlar

Katar gider yar derdimin beşini

 

Ahi kul ahmedim sözüm tartarlar

Üçten beşe var nemazın kılarlar

Satılmaz kumaşı orda ölçerler

Koyar gider yar canımın üstünü

 

NOT: satılmaz kumaş demek ahirete gittiğinizde sizin iman ve amelinizin derecesi ne ise o demektir. bu kumaş sizi tamamen kapatıyorsa bu iyi demektir. kısa ise kötü demektir. satılmazdan kasıt ise bu kumaşın dünyada amelle alınıp ahirette satılmadığı demektir. satılmaz kumaşın orda (ahirette) ölçülmesi de anlaşılmış olmalı.

dünyada da Allaha yükselebilmiş kişiler arşa davet edilirler ve iman ve amel ve muhabbeti hangi derecede ise ona uygun beyazlık ve uzunlukta bir cübbe giyerler ve baleye benzeyen çok hareketli bir dans ederler Allah aşkı için. yalnız bu cübbe önden düğmelidir. bunun anlamı dervişin hata etmesi halinde cübbesinin düğmeleri açılarak aşağı düşeceği anlamındadır. bu kardeşiniz de bu beyaz ve uzun cübbe ile arşu alada çok hareketli bir Allah’a aşk dansı yapmıştır. hayra vesile ola… 

-canımın üstüne demek de mezara koyar gider demek istiyor.

-üçten beşe varmak demek ömür üçten beşe kadar kısadır ve daha dünyaya yeni gelmişken hemen nemaza durulduğu anlatılmak istendi. Allahü alem 

 

 

aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur

8 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Bir güzel (Koşma)

Yeşil gözlerini sevdiğim dilber

Aç şu leblerini emmeğe geldim

Şeftalini cana şifa dediler

Doğru mu sevdiğim görmeğe geldim

 

Zalım, sürmeler çekermiş yıkmağa

Belleri incedir kolum sarmağa

Altunu asbapu düzdüm almağa

De gari sevdiğim zifafa geldim

 

Aşkına sıdkın yukadır dediler

Gülmeğe tavı akçedir dediler

Severse,zalım, öldürür dediler

Yoluna efendim ölmeğe geldim

 

Yolları ıraktır varılmaz yere

Niyetim kucaktır çekilmez yare

Göğüsler saçaktır açılmaz yada

Sevabı sanadır açmağa geldim 

 

Seni sevenler, gari gülmez imiş

Baha kıldığın, gari onmaz imiş

Canın aldığın gari yunmaz imiş

Yunmanın karını ölçmeğe geldim

 

Tatlı diller usul boylar söylenir

Kına yakmış altun akçe peylenir

Nazlı olma sevdiceğin darlanır

Yoluna kadrim sormağa geldim

 

Kararım kavidir dönmem yolumdan

Sanadır diyerek gönül dalımdan

Memene dökülmüş zülfün kolumdan

Dolanır gönlüne sarmağa geldim

 

Bir o yana bir bu yana sallanır

Cana canan yetmiş “bela” bellenir

Kimseler bilmez can aşka şartlanır

Şartına döndüğüm arşına geldim

 

Severim seni levhimden yazgımsın

Nice yiğit düşer ardı sazımsın

Cümle alem duysun gari benimsin

Benlerin teninde saymağa geldim

 

Canım kurban olsun senin yoluna

Hüsnün şavkı vurur gönül bağına

Kölen düşsün gayri kadı şerhine

Hakikat yoldadır  bakmağa geldim

 

Yaktın beni cilve ile naz ile

Sinem düşürdün bir acı söz ile

Ahdim olsun kaldırırım kız ile

Kuşaktır çözdüğüm dizmeğe geldim

 

Al yanaktan ballar akar süzülür

Leblerinden zülfün teli dökülür

Fistan ile al yemeni tozutur

Koşturma sevdiğim yatmağa geldim

 

Yapı yapmış bahçaların başına

Kerpiç olam selamlığın rafına

Her gelişte güzelliğin aşkına

Okutur sevdiğim bilmeğe geldim

 

Hilal kaşa ince bele ar olmaz

Servi revan olmuş da yol dayanmaz

Ak ellere gonca güller sorulmaz

Dokunur dikeni ellere geldim

 

Ahi ahmed kul olurmuş güzele

Nice güzel sardı, tutarmış çetene

Bahar geçmiş hazan olmuş bilmeğe

Canımdır koynunda yunmağa geldim

 

 

aşık ahi kul ahmede bu yazıları yazmak nasib olmuştur.

7 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Hazanda çemen sazı (Koşma)

Bir selam geldi de o nazlı yardan

Ne imiş derdi bilmekdir muradım

Duydum bağrı yanık efkarlı halin

Varıp koynuna girmekdir muradım

 

Turnalar sökün eder oncak kalkar

Bir selam saldım yardan âri çavar

Şu güle bülbül düşer sazı yakar

Varıp bahçalara dermek muradım

 

Dağların karı erisin gidelim

Yaylalarda çemenlere yazalım

Onbeş atlı bir solukta dalalım

Haççe kızı kaçırmaktır muradım

 

Kudretten çekilmiş sürme gözlerin

Tel tel olmuş derdim asar zül’flerin

Tenhalarda gezme gönül dağların

Yaktı sinem leblerindir muradım

 

Sevdiğim şu güzel ince bellidir

Yanakları al al olmuş benlidir

Bir o yana bir bu yana sallıdır

Gönül yasak dinlemez öp muradım

 

Çemenler bahar söyler yar inkarcı

Güle düşmüş bülbül beni inkarcı

Ömrüm aldı yarim gönlü inkarcı

İnkara vermeyen yorgan muradım

 

Allı pullu yarin başı gümandır

Hilal kaş altında gözler yamandır

Hey kız bir gececik işin kolumdur

Can yitermiş can içinde muradım

 

Koşup durdum yar peşinden tutaydım

Onbeşinde gönül vermiş yanaydım

Ele güne düşüp rezil olaydım

Göğnüm ölmez güzel eyler muradım

 

Güzellerde kaldı göğnüm nideyim

Kaç güzeli sardı isem öleyim

Ben bu gönlü yar zülfüne asayım

Ölüp ölüp yitmek olsun muradım

 

Bir yiğit de bir güzeli severse

Cariye bekler kucağa düşerse

Canı cana katam kölen olursa

Kul yiter kul içinde şu muradım

 

Yeşil gözler vefasızmış bileyim

Nice selam salsam olmaz helalim

Usanmadı canım ister maralım

Hazanıma güzel yazmak muradım

 

Kaç güzele murad kıldım düşmedi

Ah eyledim algın kıza duymadı

Sarmak için altın asbap yetmedi

Kol üstünde yatar kızlar muradım

 

Ahi kul ahmedim yoktur zararım

Ilgıt ılgıt esen yelnen sararım

Hazan olmuş çemen sazı çalarım

Yar kucakta ben yanakta muradım

 

 

aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur.

6 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Bir Muhammed (sav) (Kutlu doğum haftasına hediyedir) (Namaz kılıp bu yazıyı okuyana şifa olur inşaallah)

Muhammed geldi Arap’tan aleme

Tarikat yolu edepten cemale

 

Hakikat ister insanı bilmeğe

Benzemez canı canandan ölçmeğe

 

Bilmek için kimde karar eyleyem

Kim aşkına Hakk’ta canım neyleyem

 

Yer ile yeksan bu cana kahrındır

Bir zelzele kıl bu cana dehrindir

 

Rahmet eyler bilmek kastı kulundan

Vermek diler sonsuz yadı şanından

  

Bir Muhammed dilesem bin canı var

Bir Amine dercolur bin şanı var

 

Bir Abdullah bilinir er yolundan

Ol Mahmud görmedi anı canından

 

Muhammed’e verdi dede yarından

Aç mı açık mı komaz dem varından

 

Bir dede Abdülmuttalip söylenir

Gönüller türabı bir can eylenir

 

Haşim idi ol dedeler sülbünden

Bir nesil ki temiz kıldı yolundan

 

Saydım dörttür Abdülmenaf oğuldan

Gönüllere saflık verir nazından

 

Nesli Mahmud bilmek eydür ceddini

Sekiz cennet selam durur gezgini

 

Yedi yaşında amcaya verildi

Korumağa canından gül derildi

 

Sev dedi gönlüm ah ile canından

Kim eyler beni can kulu sadrından

 

Bin eyler biri çerağı zarından

Bir söyler efradı anın bağrından

 

Gel, gel, gül ol da gel canın mihrabı

Kim kılar bir namazlık saltanatı

 

Ahım cevri sarmıştır önden sona

Baha kılmak garazdır canı kana

 

Canım sundum Leyla bilmezmiş “bela”

Mecnun faslı ölmez titrermiş vera

 

Bir Ebu Talip Ali’ye babadır

Cümle Arap cem’i saya nicedir

 

Her bir iş sorulur Ebu Talip’ten

Seyrede Muhammed anı talipken

 

On yedide bir Muhammed kemale

Hatice görmeğe nazı kinaye

 

Bir şahin ola avına Muhammed

Ağıt kılar bir Hatice Muhammed

 

Gönüldür katlı yanarmış Hatice

Muhammed’in yangısı kul deminde

 

Önden sona diler anı Allah’tan

Muradın şem’i yanmaz mı kaderden

 

Gel gör ki Hakk ne işler eylermiş

Kim devedir  Muhammed can bakarmış

 

Çaker oluptur Rasul Hatice’ye

Almak kastı bu sebeptir görmeğe

 

Hatice’ye baht Muhammed olmuştur

Rasulün baçına inci saçmıştır

 

Kırk eyledi yaş kemali bulmağa

Anda geldi vahyi kelam yetmeğe

 

Muhammed’i sultan kılıp seçermiş

Yar eyleyip hem gönlüne koyarmış

 

Allah yazdırır Rasulün işini

Nice alem iman eyler nasibi

 

Rasule imame kılmak başından

Kemal ile otuz üç bin ardından

 

Hizmetkar olmak nice arzudur kim

Edeple izzet eyler kânıdır kim

 

Kim yetimdir gele Rasul dizine

Gariplik Hakk’tandır deyu nazına

 

Ol merhamet sadır oldu Rasul’den

Dileği safa buldu bin gönülden

 

Yetim kılmış Rasulü ol babadan

Hem yetim hem garib yettim haneden

 

Her kim yetim olmuş nice yanıma

Has ümmet eylerem anı yadıma

 

İncitme yetimi incitir Allah

Garibe dağ etme görendir Allah

 

Yetim olmak cihanda kim ezile

Garib derler kimine zor düşüle

 

Garib kıldım kim riyasettir işi

Hay dedim canan dedi garib kişi

 

Garibler çetenesi Hakk katında

Sabah akşam sorar anı zatında

 

Allah’a kim arslandır gel Ali’yem

Küffarı kırar şanı zülfikarem

 

İman Hakk’a güzel davet kılasın

İslam’a kuvvet verdin can olasın

 

Kim mü’min olmuştur alıp gelesin

Küfrü kaim olana dik durasın

 

Elde kılıç düldül çeker erleri

Kafir olmak züldür gayri kimleri

 

Elde Zülfikar Ali’de yamanmış

Kırk arşına kılıç salmak imanmış

 

On sekiz oğlan var idi Ali’den

Hangisidir büyük tuğlu Âliden

 

İslam için kanlar yutar Ali’ler

İslam tuğun sıkı tutmuş âliler

 

Ahi ahmed garipliğe düşmüştür

Rasul evladına nice yazmıştır

 

Kul olmak Ahmed karından gelirmiş

Zül olmak şeytan harından denilmiş

 

Nice ins var etti cehennem karı

Var nice kul yar etti cennet yari

 

Gel imdi ahmedim kul düş yarine

Yaran saymaz imiş dünya dönmüşe

 

Nice kullar yaran olur arşına

Gayrin bilmez kulum düştüm zatına

 

Bilmez idim Hakk’tan fehim niyaza

Nuru şevkin vurur oldu nazara

 

Ben yanmasam kimler yanar mahına

Yudum gönlü gel gir ağlar yadına

 

Söze mihrap sensin coşar manalar

Bu aşıklık senden oldu duyalar

 

Yetti gari ahmedim bu veraın

Selam oldu aleme bu meramın

 

Gariplere yetim ol hem canınla

Her birin görmek dile sen varınla

 

Hakk Teala nasib kıla cenneti

Selam üzre kabul göre yetimi

 

Ahi kul ahmed niceye fedadır

Şefaat etsem binlere azaddır

 

Rahman’a Rahim çaldım bin felahtır

Şeytana kulluk bin adım ezadır

 

Ahmedim sen de olmadın vareste

Hakk çağıra anda denkle gül deste

 

Kim nemaz üzre okur bu yazıyı

Şefaat kıla ahmedler kişiyi

 

(Bu son beyit namaz kıldıktan bu yazının okunması halinde

şefaat dese de bu dünyadayken dertlerinize çare duasına dönecektir.

Şefaat hakkınız ise bakidir bi iznillah. Ahmedler şunlardır:

-Peygamber Efendimiz Ahmed (sav)

-Hoca Ahmed Yesevi (Allah Rahmet Eylesin)

-Bir de bu fakir kardeşiniz Aşık ahi kul ahmed (İlahi aşkı çok ve faydalı olsun)

Şifa Allah’tandır.)

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib oldu elhamdülillah

6 Nisan 2013
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 222
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma