Ela gözlerini sevdiğim güzel
Hazanı göğnüme ağdırma benim
Eza sözlerine yandığım güzel
Hazanı göğnüme ağdırma benim
Aman ağalarım söyler beylerim
Bir ataş düştü de ağlar gezerim
Iraktır yolların bağlar niderim
Kaderi göğnüme çözdürme benim
Tatlıdır dilleri yumuş tutturam
Nazlıdır halleri biliş eyleyem
Babalın boynuma gelin neyleyem
Kıymatı kendine bindirme benim
Bir mani söyle gülüm ha ezelden
De hadi varsa bir eylik tezelden
Bu gönül geçmez akçedir güzelden
Güzeli gazele eş etme benim
Şu kara zülfüne kullar dayanmaz
Ay düşe mahına eller uzanmaz
El sözü düşmeye kemler dolanmaz
Gezeni konağa kondurma benim
Ak memeleri domur domur terleye
Ala gözler ağıt düzer çekmeğe
Ben şu yare niza etsem boylaya
Nazarı duaya çavdırma benim
Bahar geçer yazı eyler güz gele
Ömür sazı kışa çalar gün gele
Ben bu ömrü yele verdim gel hele
Sorgumu kabrime indirme benim
Gülüm gülşenim boz viran eyledi
Bağ-ı irfanımı cehle söyledi
Nice yolu şirke pazar eyledi
Feleği deccale ağdırma benim
Güzelim güzelim hele gel şöyle
Oturak nazara hele gül şöyle
Namahrem olmaz gel hele gel şöyle
Sevdayı leblere saydırma benim
Ben güzele yanar isem kime ne
Bahar geçmiş hazan olmuş diye he
Ağıt düzer ömür sazı güle de
Kavlini yazgıdan çevirme benim
Neyleyim güzelim neyleyim seni
Baharı denkleyim sarmaya demi
Kararım kavidir dönmezem beri
Cihanı başıma ağdırma benim
Söyleyin ağalar beyler neyleyim
Usul boyla ince beli denkleyim
Hele gel de memelerin emeyim
Elleri boynuna uğratma benim
Aşığa sorulmaz mektep meşrebi
Kul ahmet yanılmaz bir Muhammedî
Yazdığı irşad eyler güzelleri
Çirkini kıçına döndürme benim
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Benden selam eylen suna boyluma
Hazanı bahara çelik koşmasın
Yenem derim de yenemem göğnüme
Hazanı bahara çelik koşmasın
Devası derttendir yoldan çekilmez
Nizaı yoktandır elden çekinmez
Kararı onbeştir aşktan sorulmaz
Hasanı bahara deyip geçmesin
Al yeşil yemeni geymek hazından
Hem dara düşmeğe ölmek zorundan
Bir kula sunmaya emmek tadından
Yiğiti sunaya kaşık düşmesin
Aldırdım aklımı garip aşığım
Bindirdim sıdkımı kulluk ederim
Yaylada güzeller gülün dererim
Mehmeti fatmaya çavıp düşmesin
Karadır karadır bahtım karadır
Usul boya ince beli yazadır
Demem o ki bana şöyle geledir
Cenneti cemale bakıp düşmesin
Geldiğim gittiğim yollar uslanmaz
Güzeldir koynumda lebler dayanmaz
Altunu asbapa söyler soyunmaz
Akçeyi mihrine sayıp düşmesin
Nicedir güzele saydım çarhını
Bellidir hürmüze koştum sadrını
Revadır kulluğa yazdım mahını
Aşığı eşiğe yelip düşmesin
Güzeller güllüdür elden düşmeğe
Süzdürür nazeder gözden içmeğe
Daradır yareler sazdan koşmağa
Yareli yarime süzüp düşmesin
Ahidir kulluğum Hakk’tan yazıla
Gömlektir giydiğim bezden biçile
Nicedir dediğim erden sayıla
Meradan sürdüğüm bozuk düşmesin
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Sevabım sana
Günahım bana
Ölümlü dünya
Sana da gelir
Bana da gelir
Kararım kavi
Dönmezem beri
Çulsuzum gari
Sana da gelir
Bana da gelir
İmanım Hakk’tan
Meramım yoktan
Bahası çoktan
Sana da gelir
Bana da gelir
Güllerim güzler
Hazanım bekler
Şu yaman haklar
Sana da gelir
Bana da gelir
Kuran’ım okur
Ümmetim dokur
Muhammed bilir
Sana da gelir
Bana da gelir
Cehennem narı
Sıratım zarı
Ömrümün varı
Sana da gelir
Bana da gelir
Goncadır gülüm
Ancadır halim
Şu yaman ölüm
Sana da gelir
Bana da gelir
Söyletmen beni
Dertlerim gani
Kulların hemi
Sana da gelir
Bana da gelir
Kurtların düşer
Ağttır geçer
Bir zalim eşer
Sana da gelir
Bana da gelir
Muradım sensin
Nigarım hem sen
Gözde şikarım
Sana da gelir
Bana da gelir
Zikredem seni
Didarın demi
Sultansın kelli
Sana da gelir
Bana da gelir
Allah diyeyim
Derviş göreyim
Kulun düşeyim
Sana da gelir
Bana da gelir
Her bir umudum
Düşmez nideyim
Gonca güleyim
Sana da gelir
Bana da gelir
Açlık zarından
Vakti sabrından
Yazar sadrından
Sana da gelir
Bana da gelir
Hidayet eyle
Erişe derde
Açıla perde
Sana da gelir
Bana da gelir
Kulları seçer
Sadığa yazar
Sırrını açar
Sana da gelir
Bana da gelir
Gönül yapısın
Açtım kapısın
Gel gir Rabb’isin
Sana da gelir
Bana da gelir
Canı canana
Kattın rayhana
Ar’ı namusa
Sana da gelir
Bana da gelir
Beni sen eğle
Seni biz eğle
Cümle cemeyle
Sana da gelir
Bana da gelir
Mecnunun adı
Sıdkımın yadı
Bilişim dahi
Sana da gelir
Bana da gelir
Biçare dönem
Aşkına yanam
Ölek de ölem
Sana da gelir
Bana da gelir
Gündüz gülleye
Gece külleye
Dua eyleye
Sana da gelir
Bana da gelir
Kamu alemi
Sevdik denklemi
Bugün akşamı
Sana da gelir
Bana da gelir
İsyandır halim
Zulümdür cehlim
Günahkar katlim
Sana da gelir
Bana da gelir
Ummanda katre
Salatta sütre
Çavdığım küfre
Sana da gelir
Bana da gelir
Nettin Ahmet’im
Yolum bilmedim
Sırat geçmedim
Sana da gelir
Bana da gelir
Dosta düşmanlar
Öldü pişmanlar
Ben’e horluklar
Sana da gelir
Bana da gelir
Canım güzeldir
Güzel gözdedir
Sever güldedir
Sana da gelir
Bana da gelir
Gahi ağlayam
Gahi gülmeyem
Men’i bilmezem
Sana da gelir
Bana da gelir
Nefsin çerisi
Takva libası
Ömür yitesi
Sana da gelir
Bana da gelir
Hikmet korkudan
Ağlar seviden
Rengi gülünden
Sana da gelir
Bana da gelir
Canım hükmüdür
Halim künhüdür
Kün’ü kanıdır
Sana da gelir
Bana da gelir
Ateşe bostan
Damara lisan
Didara kurban
Sana da gelir
Bana da gelir
Yoksulluk bende
Miskinlik serde
Köşkündür gel de
Sana da gelir
Bana da gelir
Muhammed postta
Savrulam kasta
Kül oldum handa
Sana da gelir
Bana da gelir
İlmim taatim
Gücüm takatim
Nerde inayetim
Sana da gelir
Bana da gelir
Ah kul ahmedim
Canım veririm
Közde yanarım
Sana da gelir
Bana da gelir
Aşık Ahi Kul Ahmed Nasibidir.
Bakmayın siz benim ağladığıma
Bir ataş düştü ciğer’mde yarem var
Döner döner yanarım da yarime
Bir ataş düştü ciğer’mde yarem var
Kızılırmak gibi çağlar akarım
Yel estikçe rayihalar kokarım
Üç gün güler isem beş gün ağlarım
Bir ataş düştü kalbimde yarem var
Allah kahretmesin böyle zalimi
Aleme rüsvay etti gör halimi
Kafir etmez ettiğin şu zulümü
Bir ataş düştü gönlümde yarem var
Yar göçünü denklemiş seher vakti
Gül takarmış başına göçer ahdi
Altun asbap yumuş zülfü taraklı
Bir ataş düştü sarımda yarem var
Bakar oldum yar göçünün ardından
Beyler komaz şu yaylanın gülünden
Giri versem ak gerdanın koynundan
Bir ataş düştü koynumda yarem var
Düşer oldum toz topraklı yollara
Karışaydım boz bulanık sellere
İsmi cismi bilinmedik illere
Bir ataş düştü bağrımda yarem var
Ahdim kaldı şu gelinin yanında
Canım tüter bir gecenin harında
Güller açar çift memenin ucunda
Bir ataş düştü tenimde yarem var
Karanlık gecede çıkıp gelesin
Dereyim gülleri vakti yetesin
Kollarım üstüne yatıp kalasın
Bir ataş düştü canımda yarem var
Döne döne teneşirde yunayım
Kimse bilmez cahile post olayım
Kâfur içtim Rahman’a dost olayım
Bir ataş düştü kullukta yarem var
Gurbet ile gidersem anmazlar
Güzel ile bağrı başlı komazlar
Memesinde çakır diken bilmezler
Bir ataş düştü gülümde yarem var
Salınırda benim yarim salınır
Hasret kaldım ciğerciyim bölünür
Akıbeti bu dert beni öldürür
Bir ataş düştü ömrümde yarem var
Kırata da yavrum yol mu dayanır?
İkrar vermez isen yiğit darlanır
Yarın kara toprak örter söylenir
Bir ataş düştü sorgumda yarem var
Karakaş altında sürme nazeyler
Güzel gül elinde ele sazeyler
Mene sen diyende cane yazeyler
Bir ataş düştü haremde yarem var
Ak kolları sala sala yürüsün
Al fistanı yare diye sürüsün
İnce bele yiğit kolu sarılsın
Bir ataş düştü böğrümde yarem var
Ahi kula ahmed yazar yareler
Vera kıla rahmet düşer çareler
Güzel sene düştüm bilmem niceler
Bir ataş düştü zühdümde yarem var
Kul ahmedin derdi bitmez şöylece
Kim ne bilsin feta örter boyluca
Kaç garibin ahı düşer fakrına
Bir ataş düştü sırrımda yarem var
aşık ahi kul ahmedin nasibidir
Yar elinden yar elinden
Bade içtim yar elinden
Ağşam sabah kul olmaya
Yane düştüm yar elinden
Al fistana mavi yazma
Yanar olmuş sallı durma
Hay düşümde yarım elma
Sene düştüm yar elinden
Gelin çıkma yalın ayak
Başa durma eksik etek
Olmaz olsun kahpe felek
Derde düştüm yar elinden
Altun asbap düze durur
Düze vardım eğri yatır
Canı verdim daha nedir
Cane düştüm yar elinden
Yar severim yaran olmaz
Akçesine kesem yetmez
Gönül düşkün gayri bilmez
Yele düştüm yar elinden
Havalanma deli gönül
Göğe çıkmış dalı melül
Edep bilmez ben’i cahil
Kele düştüm yar elinden
Menendin yok şu alemde
Sadrıma düştü yarem de
Bir ağlar bir gülersen de
Ben’e düştüm yar elinden
Gel güzelim bekle beni
Ağşam sabah çıkar yeni
Aklım alsan ebru demi
Niye düştüm yar elinden
Gamzelerin çifte çifte
Fitnelerin onbeş gülde
Bre güzel alma diye
Dile düştüm yar elinden
Kaşlarını kara saydım
Mecnununu çöle saldım
Ben bu aşkı gülde buldum
Ele düştüm yar elinden
Güzelliğin başa bela
Ala gözün kula cefa
Sever isem sanem ola
İle düştüm yar elinden
Ağam taş yerinde ağır
Bülbül öter gülde hatır
İnsan sevdiğinden soğur
Göze düştüm yar elinden
Aşkı yazdım sırasına
Sıra geldi kime sine
Bir söylenir ölesine
Nice düştüm yar elinden
Kul ahmedin şavkı vurdu
Döndü döndü Hakk’a kuldu
Aramanın hakkı buydu
Aşka düştüm yar elinden
aşık ahi kul ahmed nasibidir.
Ben bu aşkın sırrını şerh eylesem
sırlarım kelama kitaba sığmaz
Yaranlar aşkına zarım söylesem
Gözyaşım hesaba, mizana sığmaz
Hakk kelamı Rasul ile derc’olur
Ey sevgili aşkın bize yol olur
Bir noktadan cahil ilmi dağıtır
Merakım dünyaya cihana sığmaz
Güzel baki, meydan yiğite kalsa
Bağ-ı irfanımı edep ile yusa
Aşk ataşı yaksa divane kılsa
Yüreğim gömleğe ömrüme sığmaz
Cemalin bağında seyran eylesem
Kadrime dokundu ihsan eylesem
Sendeki halleri mihenk eylesem
Semaım yerlere göklere sığmaz
Güzelsin alemden ey peri sanem
Her gören, gönül verir, ahu zarem
Nice eğri düşer canı muhtarem
Veraım sadrıma canıma sığmaz
Dost ile olunca yağmurla beni
Gör nice eyledi divane hemi
Nice aşıkların tutmuş alemi
Mezatım tekkeye Mekke’ye sığmaz
Göz yaşım çağlıyor, katrem ırmağa
Mihnet etme cahil ile taşmağa
Yitirdi mihengim elden ayruğa
Hazanım fermana namaza sığmaz
Şu güzelin bahçasında açılan
Yar koynunda ellerimde yumulan
Ak gerdana dökülüp de saçılan
Kınalım ellere güllere sığmaz
Kudret kaleminden çekmiş sürmeler
Güzel hicri ile yıkmış niceler
Mah yüzüne çifte mahya dizeler
Mihrabım gözlere benlere sığmaz
Kaşları karadır gözleri ela
Sevdiğim gücenir ikili sıra
Gönüller şevkidir eğriye vara
Sözlerim ağuya karaya sığmaz
Güzel yüzün gören gayri unutmaz
Tesbihi sensin ayru din tutulmaz
Zahid mihrab, aşık eşik unutmaz
Kulluğum şeriat tarikat sığmaz
Ahi ahmed katren deryaya varsın
Gönül düştü bir zalime nice yansın
Dost kapısında kul tartıya çıksın
Günahım batmana kantara sığmaz
aşık ahi kul ahmed nasibidir
Oğulcağızım ortak koşma Allah’a
Şirk zulümdür büyük düşer günaha
Bir kayada saklı duran hardala
Şirk zulümdür büyük düşer günaha
Göklerde hem yerde gizi getirir
Latif olmuş haber yazar yetirir
Namaz bende eşik sende mihrabdır
Şirk zulümdür büyük düşer gazaba
İyilik emirden kötülük kuldan
Sabırdır kötüden gelirmiş andan
Kibirdir insandan çevrilmiş yüzden
Şirk zulümdür büyük düşer azaba
Kim yeryüzünde şımarıp yürüye
Hakk sevmemiş kibiriyle öğüne
Kul mutedil ola gönül şöylece
Şirk zulümdür büyük düşer sadıra
Sakla sesini alçakta, anırma
Alim sohbeti yar olsun ayrılma
Hikmet sahibi sözeyler kulakta
Şirk zulümdür büyük düşer serabda
Yağmurun teriyle canlanır güller
Hikmetin nuruyla dirilir kalpler
Hayatın tadıyla tüllenir canlar
Şirk zulümdür büyük düşer nizama
Dünya deniz yutar kuldan niceyi
Allah’tan korkanlar takva giyesi
İmanı gemiden saya ölesi
Şirk zulümdür büyük düşer gazaya
NOT: bunlar lokman Hekim’in oğluna öğütleridir. şiir haline getirmek bize kısmet olmuştur. devamı vardır inşallah.
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Allah Allah nazım sana
Allah dedim gönlüm kala
Aşka düşem senden yana
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Söyleşirim Hakk’tır yarim
Koklaşırım birdir yarim
Gonca gülü derdim yarim
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Yola çıktım kullar öle
Derde düştüm kimler niye
Ümmet saydım tevhid bile
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Sana yandım sana yandım
Yanmakta derman okudum
Divandaki sırrı çözdüm
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Nazar etme gülüm solar
Bahar gele canım sever
Eller duya yarim hazar
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Aşka düşem seni bilem
Senden gayri kimi nidem
“Bir” sözüne kıyam edem
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Allah diyen yolda kalmaz
Ele güne dile düşmez
Karar eder da’va bilmez
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Aşkı yazdım saf kullara
Dönüp geldi dert yollara
Çekmek oldu şart bunlara
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Aşkın aldı beni benden
Düşe durdum yoğa vardan
Sevi kula yazdım candan
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Bakar oldum yollar uzar
Varır gider yari sarar
Benim yarim gönül yuyar
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Seni dedim bende buldum
“Ben”den geçtim canda kuldum
Öldüm yittim kande buldum
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Hele gönül hele gönül
Bana yazdın iki meyil
Biri irfan biri cehil
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Dara düştüm yare canım
İçer oldum nene lazım
Ben yitirdim ben ararım
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Bağlar ben’im güler benim
Çata durur gözler benim
Yar söyleşir diller benim
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Sofulara mihrab gerek
Aşıklara eşik gerek
Yüz sürmeğe sadık gerek
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Okur oldum medresede
Döner canım meyhanede
Dem çekerim her nefeste
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Gökyüzüne tahtlar kurdum
Seni canda ayan gördüm
İndim yâre gönül koydum
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Kelp söylemiş haram diye
Aşk şarabı iman biye
Saki doldur günah bize
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Yarle aram sual olmuş
Hoş olaymış olmayaymış
Yar benimdir kime n’olmuş
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Ben söylerim günah çeki
Gah ağlarım ümmet kaşı
Can bedende uçmak nesi
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Yar çığırmış gide duram
Varım yoğum ele verem
Bir canımı sana sunam
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Kararım kavidir dönmem
Ele güne rezil olmam
Kim demiş ki candan geçmem
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Ahi kula ahmed yazmış
Gönül tahtın sana yumuş
İkidebir seni demiş
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Ahmed fakirullah yanar
Eder arşda Hakk’la pazar
Yere düşüp kullar çeker
Allah görelim neyleye
Neylerse güzel eyleye
Aşık ahi kul Ahmet’e bunları yazmak nasip olmuştur.
Bu yıl da yaylaya çıkan dönmedi
Eser seher yeli el bozuk bozuk
Yiğit varıp pınarlara çöğmedi
Akar perçem suyu tül bozuk bozuk
Sordum illerini kimden geçmeğe
Sardım bellerini koldan ölçmeğe
Duydum dillerini hüsnün biçmeğe
Çalar sazım huyu tel bozuk bozuk
Aşiret sarar yareleri güllen
Güzeller düşer yiğitlere kolnan
Meramım olsun gecelerim kıznan
Yazar kader deyu yel bozuk bozuk
Güller derdim bahçaların önünde
Hasta gördüm sırra kaim başında
Dört kitabı ayan ettim elifte
Okur Kuran sa’yi kul bozuk bozuk
Cahillerin eline mi düşeyim
Namerdlerin aşını mı içeyim
Zalimlerin elinde mi öleyim
Ömür çeker bunu hal bozuk bozuk
Yolum düze varmaz dağlar eyleşir
Dalım ele varmaz beyler söyleşir
Düşman dölek durmaz kozlar paylaşır
Kılıç biçer canı kol bozuk bozuk
İndim pınara yar gelmez eyleşir
Elin yari cilve yapar söyleşir
Üç beş yari sara durmak boylatır
Onbeş olmaz dünü gül bozuk bozuk
Bir yar sevdim ağıt düzer sadrından
İki düştüm deyu açmaz gönlünden
Güller ile sara durdum eşkinden
Karar etmez beni dal bozuk bozuk
Güle düşen güzel olur renginden
Ala düşer koruk sallar terinden
Beni yazmış nazlı yarim telinden
Yaran saymaz beni yol bozuk bozuk
Edep erkan düşer yiğit kârından
Usul bilir saygı hürmet babından
Nice arsız yolsuz namerd bağından
Kelam çıkmaz beri bel bozuk bozuk
Sordum göçleri yaylaya yürümüş
Baştır başangı hörgüçü dürümüş
Güzel naz ile sorgusu zorimiş
Selam etmez demi dil bozuk bozuk
Çekilmez perçemi bu yıl dağların
Örülmez saçları onbeş çağların
Bilinmez düşmanı yahşi kulların
Aşret bilmez mani çal bozuk bozuk
Ahi ahmed kul düşende kararmış
Güzel eyler gül nazında yanarmış
Dosttan name var davetine uyarmış
Gitmek güzel beli gel bozuk bozuk
Ey Ahi ahmed kul mu yaratıldın
Kullar gibi yere mi oturtuldun
Ölsün diye ağu mu içirildin
Zulüm sarar kulu el bozuk bozuk
aşık ahi kul ahmede bunları yazmak nasib olmuştur
Yollar uzun ağar çeker
Severim sevdiğim seni
Söyler dilim sıla çeker
Severim sevdiğim seni
Muradına ermek diler
Çifte güzel sarmak ister
İnci mercan takmak diler
Severim cananım seni
Hey efendim hey aşk olsun
Kupalara zem zem dolsun
Onbeşine girmiş olsun
Severim meramım seni
Gönül sırrı açmaz ele
Sıra gele düşe derde
Bir nefeslik sevmek diye
Severim mihrabım seni
Sattım gitti varı yoğa
Düşen bilir aşk-ı vera
Gel seninle ölek daha
Severim gül’zarım seni
Esti yeller bağrım sarar
Dertli gözler yaşlar arar
Nazlı yare bahar sorar
Severim sevdalım seni
Namertlere aman olmaz
Usul adap erkan bilmez
Dost edinen iflah olmaz
Severim belalım seni
Gönül gözü açmayınca
Alemleri görmeyince
Hakkı’ın nuru ermeyince
Severim yaranım seni
Akıl alma cahillerden
Düşüp kalkma kötülerlen
Bilir bilmez aptallardan
Severim maralım seni
Güzel gel şöyle sarılak
Akşam sabahı katışak
Ölerekten hay bilişek
Severim ceylanım seni
Yaylalarda güzel gezer
Dolanır pınara iner
Bakracına yiğit ister
Severim kınalım seni
Toprak oldum güller beni
Suya ağdım canlar demi
Dahi yakîn eyler canı
Severim beyanım seni
Canlar canı güle düşmüş
Güle yanmış beni silmiş
Daha kimler Hakk’ı bulmuş
Severim ayanım seni
Bir güzele ağdı gönlüm
Ağmak ne ki çöğdü gönlüm
Git işine emmi oldum
Severim kararım seni
Ahi ahmed sevdi güzel
Güzellere düşmek güzel
Hazan oldu bilmez gazel
Severim söylerim seni
Ahi kula ahmed taştı
Varıp deryaya ulaştı
Aşkın şarabından içti
Severim veraım seni
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur