Notice: Undefined variable: has_ut in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/all-in-one-seo-pack/aioseop.class.php on line 567

Ala Gözlerini Sevdiğim Dilber (Koşma)

Ala gözlerini sevdiğim dilber

Cenneti alanın dalından mısın

Gözlerine sürme çektiğim dilber

Cenneti alanın hurinden misin

 

Şu karşıdan gelen sevdiğim dilber

Bakışın amma neden sonra gelir

Bir selamına kail oldum dilber

Cenneti alanın kulundan mısın

 

Gördüm güzeller güzeli yüzünü

Öptüm kırmızı yanaktan yüzünü

Arayı arayı buldum izini

Cenneti alanın yolundan mısın

 

Bahçada açılan güller misali

Dalında öter bülbüller firakı

Bizi ta’n eyleyen dilber emsali

Cenneti alanın belinden misin

 

Neden yanakların kızarmış yanar

Çiçek takmış belki gül yarasıdır

Tane tane olmuş benlerin coşar

Cenneti alanın selinden misin

 

Sana yazıldı kanım canım dilber

İnce miyanın sarmış kolda kimler

Bir gün hazan olur elinden gider

Cenneti alanın soyundan mısın

 

Güzel sevilirmiş gerdanı benli

İbrişim nazik saydığım güzeli

Günahtan sürmelenmiş gözü belli

Cenneti alanın nazından mısın

 

Kolumdan uçurdum güzelim bazı

Yeter bize ettiğin şunca nazı

Ahi kul ahmedin bitmez niyazı

Cenneti alanın halından mısın

 

aşık ahi kul ahmed nasibidir

18 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Ele Güne Benzemez (Koşma)

Şavkı vurur bahçalarda yar onmaz

Bir yar sevdim ele güne benzemez

Kime ne ki sevdiceğim yar aymaz

Hasbihali ele güne benzemez

 

Suya gider su testisi om’zunda

Söyleşir dilleri pınar başında

Benim yarim de girmiş on beşinde

Bakışları ele güne benzemez

 

Bahar gelmiş bahçalarda gül benim

Eser olmuş seherlerde gül benim

Kime n’olmuş güzellerde gül benim

Benim yarim ele güne benzemez

 

Benim yarim yazılarda yaylanır

Yaylanırda kolum üzre yaslanır

Yarın iki oğlan boylu boslanır

Çotakları ele güne benzemez

 

Al tumanı al yemenin üstüne

Sürme çeker ala gözün üstüne

Altun akçe ak gerdanın üstüne

Turalamış ele güne benzemez

 

Zülüflerin tel tel olmuş dökülür

Dökülürde ak gerdana saçılır

Al yanaktan alma alma öpülür

Öpücüğü ele güne benzemez

 

Benim yarim sunaların başıdır

Kadir kıymet bilmek onun işidir

Baha ister canım yansın düşüdür

Haytalığı ele güne benzemez

 

Salmaz gurbete de yanında dursam

Akşam sabaha da katışa dursam

Ölmeden önce de bir ölüversem

Tarikatı ele güne benzemez

 

Kalaylı tastan su içmek misali

Dalına verir uzayan kol hani

Beraberce yaşlanmaktır muradı

Kocalığı ele güne benzemez

 

Datlıdır dilleri döktürür balı

Maniler söylenir dokurken halı

Ağzında sakızı tamam olmalı

Sohbeti de ele güne benzemez

 

Baharı beklerim açılsın gülüm

Sunamı denklerim bahasın verim

Kimseler duymadan koynuna girim

Sıcaklığı ele güne benzemez

 

Var mıdır dahası da bundan kelli

Öteyi ne sen sor ne ben söyleyi

Nazardan saklasın rabbim bizleri

Muhabbeti ele güne benzemez

 

Aşıktır ahmedim kuldan nicesi

Çarha verdim çekemez kim niceyi

Bahası da bir çift beldir inceyi

Dolanırım ele güne benzemez

 

 

aşık ahi kul ahmed nasibidir

17 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Bre Güzel (Koşma)

Bugün ben bir güzele rastladımdı

Beliği kıvrım kıvrım örgü imiş

Bakmaz yüzüme ele mi saydıydı

Bakmayınca gözler ayrılmaz imiş

 

Bre güzel dön hele bir bu yana

Bak şu sana yanmış aymaz kuluna

Ne çare ki düştüm senin ağına

Düşmeyince yarden ayrılmaz imiş

 

Bahar mısın gonca güller açılmış

Benim göğnüm sana yanmış yakılmış

Baha ister sana eller uzanmış

İsteyince elden ayrılmaz imiş

 

Güzel ile sohbet etmek güzeldir

Güzel gül elinde de ne güzeldir

Güzel seninle ömrüm ne uzundur

Artar ömrüm gayri de ölmez imiş

 

Sana sözüm akça gelin zor imiş

Ak gerdana altun akçe takışmış

İnce bele al kuşağı sarılmış

Sarılan bellerden ayrılmaz imiş

 

El ettim kaş attım bana yar olmaz

Canı versem can üstüne bir olmaz

Dahası yok yar üstüne yar olmaz

Yar üstüne yar seven onmaz imiş

 

Ala güzel sana nettim neyledim

Hele bir de şu yanıma bakmadın

Ele güldün bu aşığı takmadın

Ele güne derdin yorulmaz imiş

 

Ne etsem neylesem olmuyor gözüm

Dert eyledim seni doluyor gözüm

Kısmetse gelirmiş ne talihsizim

Talih bir kepçeden ayrılmaz imiş

 

Nasibse gelir Hint’ten Yemen’den

Nasip değilse ne gelirmiş elden

Gel sen vazgeçme şu garip kulundan

Gariblerde kulluk kanılmaz imiş

 

Alalım da şu ahudan alalım

A hu zarım kalmasın da maralım

Ahirete kalmasın da yanalım

Burda yanan da orda yanmaz imiş

 

Öyle olsun güzelim öyle olsun

Bilinmedik yerlere yolum düşsün

Seni almaz isem de ahdim olsun

Ahdinde durmayan da namert imiş

 

Güzel anan baban yok mu  bilelim

Beylerinden de seni isteyelim

Beş bin yetmez ise daha verelim

Kantarın çeki altun akçe imiş

 

Su geldi teyemmüm bozuldu dersin

Başa gelmedik iş açıldı dersin

Bana da namahrem olur mu dersin

Mahrem olmaya gönlü var imiş

 

Güzel ne zormuş da kavli kararın

Yaktı beni de cilve ile nazın

Sonunda bir namazlık saltanatın

Padişahı kuldan sorulmaz imiş                                                                                                          

 

Ahi ahmedin canı da daralmış

Bir güzele de on türkü yakarmış

Varma güzel varma ahdim kalırmış

Ahdim almaya can dayanmaz imiş

 

aşık ahi kul ahmede nasib olmuştur

14 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Açılda gel ömrüm varı (Koşma)

Baharda açılan gonca gül gibi

Açıl da gel ömrüm varı hal gibi

Öpülen leblerin sana yol gibi

Açıl da gel ömrüm varı hal gibi

 

Kıyamam sana bahçalarda gülüm

Duramam sensiz yazılarda ölim

Sensizim sessiz yaylalarda yarim

Açıl da gel ömrüm varı yel gibi

 

Senindir senin gönüllerde  gülün

Aşıktır senin eşiklerde kulun

Bin niza etsem konuştukça yolun

Açıl da gel ömrüm varı sel gibi

 

Ne sektirir ne öptürür lebinden

Cefa çoktur vefa yoktur halından

Kimse bilmez bal döktürür dilinden

Açıl da gel ömrüm varı bal gibi

 

Ne ararsın ne sorarsın halimden

Bi kararsın gonca gülün dalından

Baha bilmez canı canım yolundan

Açıl da gel ömrüm varı el gibi

 

Akşam olur sabah olur yar gelmez

Sağa döner sola döner yar aymaz

Üç gün beş gün geçer sır tutmaz

Açıl da gel ömrüm varı gül gibi

 

Güle yazdım bahçalarda bağını

Sana sundum sunalarda çağını

Kime yazdın turnalarla çağrını

Açıl da gel ömrüm varı tel gibi

 

Açıldım açıldım tel tel açıldım

Suna diye ben kimlere sarıldım

Akşam sabah sinelere savruldum

Açıl da gel ömrüm varı yel gibi

 

Alı al moru mor geysen şalından

Renk renk vurur şavkı anın yanından

Ey güzeller güzeli sen canından

Açıl da gel ömrüm varı kol gibi

 

Bahar sensin gonca güle nazar hem

Baha olsun sümbül güle niza hem

Kime düşer bela diye kaşa hem

Açıl da gel ömrüm varı el gibi

 

Ahi kul ahmedim canım yar bilmez

Ele güne söylenmedik söz olmaz

Kim ne bilsin bilinmedik hal olmaz

Açıl da gel ömrüm varı dal gibi

 

aşık ahi kul Ahmet’e yazmak nasib olmuştuır

 

9 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Ramazan Coşkusu (Semai)

Sensin kerim sensin rahim

Allah sana verdim elim

Topraktaki gonca gülüm

Allah sana arzu halim

              

Ramazanın rahmetiyle

Şeytanları bağlarıyla

Nefislerin ıslahıyla

Allah geldi ramazanım

                

Recepten vardık şabana

Hayır kıla müslümana

Ulaştıra ramazana

Allah nasib kıla hayrım

               

Evvelinde rahmet ile

Ortasında mağfirete

Cehennemden azad ede

Allah size affı yazdım

              

Teravihler doldu taştı

Sahurlarda uyku kaçtı

Afiyetle yedi içti

Allah verdi taştı rızkım

                 

Hatim ile namaz kılam

Ayaklarım şişe ölem

Terler ile gömlek sıkam

Allah için miraç sayam

                

Fakir görsem sevinirim

Keşke ölsem sakınırım

Yokluk ile öğünürüm

Allah aça cennet kapım

                 

İftarında fakir varsa

Bereketler dola evde

Yediğinden arta sofra

Allah kulun yazdı kerim

                  

Ramazana erdi kullar

İbadetle uçtu ruhlar

Orucumuz nefsi kırar

Allah dedi giyin ihram

                

Gönül ağlar gözden akar

Namaz kılar sütre aşar

Secde eder yakın düşer

Allah bunla eyler kelam

                 

Tövbe etti dağlar kaşı

Cümle eller horlar kişi

Dizgin elde nefsin atı

Allah vere burak uçam

                

Emmarenin isyanına

İsyan dolu hallerine

Tövbe eden dillerine

Allah yaşı gözler kulum

                  

Pişman olsam günahlara

Yaşlar varır levvameye

Yazar hakkın hidayete

Allah çeke kendin kulun

                 

Günahımı bohçaladım

Dürüsünü hakka savdım

Hayra döndü suçlar karım

Allah kerim kerim gülüm

                 

Levvamede ağlar gözüm

Azgın nefsi ıslah ettim

Hidayeti anda buldum

Allah kapar gözler kulum

                 

Ay parıldar gönül dahi

İhlas kılan etti karı

Muhammed’e verdi sözü

Allah ahir bayram gözüm

                

Rahmetime gir kullarım

Haslarını bağışlarım

Suçun katre rahmet deryam

Allah gülsün gül kullarım

              

Selam versin hurilerim

Cennetime gir kullarım

Bilmez kimse giz nimetim

Allah rızam er kullarım

               

Bil dedimdi evvelinde

Kul yarattım ademinde

Kim erişti rahmetime

Allah güler kul güllerim

                 

Şeytan kurdu sofrasını

Kafir yedi zokasını

Çoktur çeri tapasını

Allah yakar künhün gülüm

                  

Kabil habil hepten şamil

Söke geldi suçlar cehil

Tövbe kapında bu cahil

Allah güler af güllerim

                 

Kul ahmed’im ümmet aşkın

Söyleşirsin Allah aşkın

Ümmete Muhammed düşkün

Allah bağış kılsın gülüm

                 

Kul ahmed ağlar, gül ağlar

Muhammed ağlar nur ağlar

Ey kaçınan dağlar ağlar

Allah gülsün gül kullarım

 

 

not: bu şiir geçen ramazandan 20 gün önce Hacı Bayram camiinin bahçesinde 20 dakikada yirmi kıtası hiç karalama olmaksızın yazıldı. geri kalan 5 kıtası ise bodrum yalıkavakta a bayram kısmını yazmamışız diye ayakta 5-10 dakika içinde yazılmıştır.

bu şiiri yalıkavakta tecrübeli bir din ve ahlak öğretmeni okumuş ve 5 yerde takılmış anlayamamıştır. böyle bir anlam zenginliği olan bir şiiri bir daha yazabileceğimi sanmıyorum. hele bu kadar dar zamanda ve karalama yapmadan.

hacı bayramda şiiri yazarken diyanet işleri başkanı sayın görmez üstümüze gelerek merhasba demiş, biz de selamün aleyküm sayın başkanım diye yüksek sesle doğru selamı kinayeli olarak söyledik..hayırlara vesile olur inşaallah..

lütfen bu şiiri dikkatli okuyunuz…

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

19 Haziran 2015
Okunma
bosluk

Safa Geldin Ramazan

Ey ramazan ramazan

Safa geldin ramazan

Ey güllerim ramazan

Safa geldin ramazan

 

Çok özledik gelmedin

Recep şaban bekledin

Hayır umar ümmetin

Safa geldin ramazan

 

İlan ettik geldiğin

Çarşı Pazar gezdiğin

Cümle kula dediğin

Safa geldin ramazan

 

Hayır senin elinde

Oruç tutan dilinde

Gazap duymaz halinde

Safa geldin ramazan

 

Aman yedim bozulmaz

Allah verir kızılmaz

İlkin kaza sorulmaz

Safa geldin ramazan

 

Dilim dursun konuşmaz

Belim çeksin karışmaz

Elim haram kokuşmaz

Safa geldin ramazan

 

Kimler oruç tutmazmış

Sokak ayıp bilmezmiş

Tutan ondan utanmış

Safa geldin ramazan

 

Avrat açmış açılmış

Evlat saçmış saçılmış

Sokak şeytan doğurmuş

Safa geldin ramazan

 

İftar ettik elliye

Dua sunduk Hadi’ye

Haydi kullar camiye

Safa geldin ramazan

 

Sofra düzdük ahiye

Hoşaf koyduk tas ile

Güllaç gelsin beriye

Safa geldin ramazan

 

Artsın sofra taşmasın

Niyet halis bozmasın

Kadir Mevlam çok versin

Safa geldin ramazan

 

Çıplak gezip gezinsem

Üç beş kuruş dilensem

Bunla çorba iç’versem 

Safa geldin ramazan

 

Obur paşa yumuldu

Börek çorba kazındı

Tatlı helva yok oldu

Safa geldin ramazan

 

Mahya yandı illallah

Safam olsun hayrullah

Gelen düşsün nurullah

Safa geldin ramazan

 

Haydi yallah camiye

Yedik içtik şükrüne

Kulluk etmek herkese

Safa geldin ramazan

 

Ramazanım ramazan

Sana gönül komazam

Bizi hakka çağıran

Safa geldin ramazan

 

Rahmet doldu taşmaz mı

Gönül yandı coşmaz mı

Nefsim öldü uçmaz mı

Safa geldin ramazan

 

Namaz kılıp duranım

Oruç tutan kullarım

Azad etsin rahmanım

Safa geldin ramazan

 

ahi kul ahmet

10 Haziran 2015
Okunma
bosluk

Merhaba Ramazan (Semai)

(Ve Nihayet Geldi Ramazan)…

                 

Haktan geldi rahmet ile

Müşkil oldu asan ile

Ramazanın ilki ile

Ey Ah-ı Sultan merhaba

               

Allah verdi seni bize

Rahmet kıldı ümmet kime

Sultan oldu onbir kele

Ey Mah-ı Sultan merhaba

                 

Haktan gelen ata sensin

Affın gani hadi şahsın

Cümle kullar Rabbi sensin

Ey Han-ı Sultan merhaba

                   

Lütfun bize verdi safa

Gönül gözü gördü vefa

Beden çeker zül-ü cefa

Ey Bari Sultan merhaba              

 

Mesrur ettin geldin bizi

Nura erdik namaz demi

İman ehli sever seni

Ey Naz-ı Sultan merhaba

                  

Müjde etti recep hemi

Sala saldı şaban emmi

Konakladık ramazanı

Ey Can-ı Sultan merhaba

 

 

ahi kul ahmet

10 Haziran 2015
Okunma
bosluk

Karar eyle (Semaî)

Selam eyle selam eyle

Selam verdim kelam eyle

Canı yazdım canan eyle

Kalem düştü karar eyle

 

Baha kıldım hal eylemiş

Çulum serdim var nideymiş

Sende yazgım can söylemiş

Kalem düştü karar eyle

 

Beşe alam ona satam

Bezirganım cana katam

Bir gönülde kara geçem

Kalem düştü karar eyle

 

Menim yârim menim demiş

Men üstüne can istemiş

Yollarıma çul sereymiş

Kalem düştü karar eyle

 

Canim verdim can üstüne

Yane düştüm yar üstüne

Avludaki don üstüne

Kalem düştü karar eyle

 

Naza durdum halim tamam

İki derdim ölsem yanam

Edep ile kulluk satam

Kalem düştü karar eyle

 

Bahar eyler yaz üstüne

Kışı satar bez üstüne

Bir selamlık kol üstüne

Kalem düştü karar eyle

 

Men yanarım köz üstüne

Gül verirler söz üstüne

Hem süzerler kız üstüne

Kalem düştü karar eyle

 

Ele verdim yâre düştü

Yâre yandım cane düştü

Gele dedim sene düştü

Kalem düştü karar eyle

 

Menim yârim gelem demiş

Gelem gidem ölem demiş

Elaleme sövem demiş

Kalem düştü karar eyle

 

Gülüm düştü ele güne

Elde solar dala vere

İkircikli söze düşe

Kalem düştü karar eyle

 

Ahi Ahmet çala durur

İki etmez kasdı budur

Haktan gayrı yoktur sürur

Kalem düştü karar eyle

 

Ahi Ahmet çala durur

Çalap yazdı kasdı budur

İki düştüm eşik nedir

Kalem düştü karar eyle

 

 

ahi kul ahmete nasib oldu

30 Haziran 2014
Okunma
bosluk

Güzeldir

Menim yarim güzeldir

Bülbül güller içinde

Cânım verdim meseldir

Gönül diller içinde

 

Sever oldum gönülden

Geçer oldum nazından

On beş diye sazından

Gülüm kullar içinde

 

Kıvrım kıvrım yaylanın

Tozar imiş yolların

Gönül düşer ellerin

Cânim haller içinde

 

Bahar gelmiş geçmeye

Yazı kışa ermeye

Ağşam oldu göçmeye

Derdim beller içinde

 

Güzel ilen dalına

Nice düşem zoruna

Bunca güzel uğruna

Boynum canlar içinde

 

Ağır ağır yoluna

Düşer oldum boyuna

Canı sattım halına

Dalım beyler içinde

 

Sevdim deyu alınır

Gider ele övünür

Benden geçmez darılır

Yarim evler içinde

 

Canım ister cananum

Verdim gitti cananum

Benden etti cananum

Canum eyler içinde

 

Bir eyledim yolunu

Var eyledim kapını

Ol muhammed karını

Derdim meyler içinde

 

Hay deminde uçalım

Şol ümmete koşalım

Her rahmetin saçalım

Elim nurlar içinde

 

Ahi Ahmet nidelim

Ömür boyu ölelim

Bir eşiktir düşelim

Aşkım iller içinde

 

Ahi kul ahmede nasib oldu

30 Haziran 2014
Okunma
bosluk

Neyleyim ( Koşma )

Dost dost deyip de hey yanıp durduğum

Dost bana yareler açtı neyleyim

Ak gerdana beşi birlik dizdiğim

Dost bana yareler açtı neyleyim

 

Selam saldım karlı dağlar ardına

Aldı m’la sevdiğim lebler aşkına

İl yanmazken ben yanarım derdine

Dağlar aramızı açtı neyleyim

 

İnce uzun yollar aştım yol deyu

Yaylasına vardım elaman deyu

Sinesine elim sundum yar deyu

Beyler ayırdı da kovdu neyleyim

 

Dökülsün zillerin sen de ben gibi

Varılmaz yolların dağlar set gibi

Bahçada açılmış gonca gül gibi

Eller kokladı da soldu neyleyim

 

Dosta dost gerek hatırdan geçmeye

Cana can gerek gönülden içmeğe

Bene sen gerek sedeften uçmağa

Şeytan yokladı böyle’ldu neyleyim

 

Ak ellere al kınalar yakarmış

Bir goncaya el sineler dökermiş

El gördüye şol cilveler saçarmış

Kullar aramızı açtı neyleyim

 

Sıkım sıkım sıkmış ince belini

Bal döktürür ağzındaki dilini

En sonunda ben dererim gülünü

Anan aramızı açtı neyleyim

 

Aşık mısın aşık ağzımı ararsın

Her sözümü acizime yorarsın

Benim haram niçin gülüm derersin

Canlar ararmış canını neyleyim

 

Ne idi göçün kul ahmedim neydi

Pazar ettim gülümü suçum buydu

Al kanlara bezendim ölsem eydi

Haller söylermiş cananı neyleyim

 

Cennet sandım kız koynunun içini

Eğri saydım şu soyhanın suçunu

Kime dedim yar tövbenin bacını

Koçlar vurdu da böyle’ldu neyleyim

 

Eğme kaşın sonra bakmam yüzüne

Ataş düşsün ala güzel özüne

Yemem içmem de bakarım tadına

Gönül bir çifte şahan da neyleyim

 

Benim işim minnet ile zar değil

Güzel nazın bana olsun zor değil

Sevmez isen söyle bana ar değil

Güller kar etmedi anam neyleyim

 

Şeker mi kaymak mı baldan ilave

Severim güzeli maldan ziyade

Çirkine gönül düşmüş hem ziyade

Zulüm âna varmış da neyleyim

 

Ahi kul ahmedim yurdun tazele

Kaçtır bahası kul oldun güzele

Gönül ferman dinlemez bak gazele

Solar güllerim de yavrım neyleyim

 

 

ahi kul ahmede nasib oldu.

5 Mayıs 2014
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 212
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma