Notice: Undefined variable: has_ut in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/all-in-one-seo-pack/aioseop.class.php on line 567

Gönülle onmaz işler

Deli gönül gel hele

Gezelim senin ile

Şöyle bir yol uy bene

Gezelim senin ile

 

Gel şimdi dosta varak

Her ne derse yaparak

Sabah akşam bilişek

Bilişek senin ile

 

Uyma şeytan sözüne

İman ister ardına

Gel dostların yanına

Varalım senin ile

 

Söyle sözün kavisin

Aşka düşmüş nevisin

Şol Muhammed nebisin

Uyalım senin ile

 

Bağu bahçe gülleri

Hem de şol gönülleri

Irak olmuş elleri

Derelim senin ile

 

Akar gönül alçağa

Varır gider ummana

Hele canı canana

Katalım senin ile

 

Yaran ol dosttan yana

Dost kimdir candan yaza

Hoş  sevi kuldan çala

Çalalım senin ile

 

Gidelim ilden ile

Hem gönülden gönüle

Hepisinin dengi ne

Çekelim senin ile

 

Biz bu aşkın od’ına

Yanalım önden sona

Ya vedüd çerağına

Ölelim senin ile

 

Ya Allah çığır bana

Yazadur senden yana

Aşıklar namazıma

Duralım senin ile

 

Ecel oku erdi de

Ömrümüzü yirdi de

Hakk’la Pazar itti de

Kabulüm senin ile

 

Söyle sözü beride

Aşşa dur ha edeple

Zalim nefsi kal’ada

Yıkalım senin ile

 

Zahirden batına var

Varından yoğunu gör

Sadıktan hay dosta er

Erelim senin ile

 

Bir uluya varalım

Tevbe nazar kılalım

Buğday himmet seçelim

Meramım senin ile

 

Ulu kişi hangi ne

Gönül sırrı engine

Adlarımız deliye

Çıkarak senin ile

 

Şeriat kıldan ince

Tarikat yoldan nice

Hakikat marifete

Banayım senin ile

 

Cahil idim evvela

Cehli yudum horluğa

Marifeti uçmağa

Verelim senin ile

 

Ahi ahmed halini

Aşkı yıkmış bendini

Ömür yetmez harcını

Karalım senin ile

 

 

aşık ahi kul ahmed

10 Temmuz 2012
Okunma
bosluk

Aşk-ı Tevhid – 2

Evvel ahir çekesi

Gönüller hediyesi

Dört kitabın diyesi

La ilahe illallah

 

Kuran’da yazılıdır

Ümmet kim dokuludur

Aşıklar yangısıdır

La ilahe illallah

 

Gönüllerin sırrıdır

Acizlerin kulpudur

Muhtac olmaz şerridir

La ilahe illallah

 

Sabah akşam okunur

Evvel ahir döşenir

Arşa dahi çıkılır

La ilahe illallah

 

Dostu dosta buldurur

Düşman olsa bildirir

Asan deyu yazdırır

La ilahe illallah

  

Bahası candır yane

Esma-ı tevhid hale

İsmi a’zam niyaze

La ilahe illallah

 

Ağlar günahkar ağlar

Kalpler paslanmış neyler

Bilse tevhidi oynar

La ilahe illallah

 

Dağlar taşlar kül ola

Yazlar kışlar bir ola

Sultanlar kim kul ola

La ilahe illallah

 

Gönül bu iner çıkar

Rahmet bir nice yağar

Aşk oluban denk düşer

La ilahe illallah

 

Erenleri alp kıldık

Kılıcını zor ettik

Baha diye aşk yazdık

La ilahe illallah

 

Yerin göğün direği

Dağlar taşlar mihengi

Yazın kışın çerağı

La ilahe illallah

 

Dünya için baş ola

Sözlerime can ola

Ahireti hoş kıla

La ilahe illallah

 

Adem çıktı cennetten

Daim itti tevhidden

Kurtlar kuşlar ömürden

La ilahe illallah

 

Aşık ahmed bi çare

Senden bana bi çare

Gönüllere bu çare

La ilahe illallah

 

 

hadis: kelime-i tevhid, imanınızı artırır..imanınızı tazeleyiniz” 

 

 

 

aşık ahi kul ahmed

9 Temmuz 2012
Okunma
bosluk

Aşk-ı Tevhid -1

Besmeledir söze baş

Berekettir nice iş

İman kavi tevhid hoş

La ilahe illallah

 

Canu gönülden yada

Kaygulardan azade

Gönlüm kılar asane

La ilahe illallah

 

Gülü  gülşeni açar

Gülden yaranlar yazar

Onca sırra aşikar

La ilahe illallah

 

Derdi gönülden siler

Azı çoğundan sayar

Arşu alaya çeker

La ilahe illallah

 

Güven eyler korkudan

Nuru salar ardından

Şeriatın yolundan

La ilahe illallah

 

Seni sana bildiren

Ölmüş iken onduran

Sorgu sual yetiren

La ilahe illallah

 

Allah’ı zikredelim

İmanı pak idelüm

Saf kalp ile diyelüm

La ilahe illallah

 

Taatım sana Rahman

Afüv kıla sen sultan

Sevab üzre günahtan

La ilahe illallah

 

Daim kullar sehv eyler

Hatasını yük eyler

Kerim üste ver eyler

La ilahe illallah

 

Aşık ol gel meydana

Candan geç sen canana

Rahman kılar yarana

La ilahe illallah

 

Can gözüm açtı tevhid

Hem arşa Burak tevhid

Hem kış hem yaz it tevhid

La ilahe illallah

 

Şeytanlar uzak olsun

Uzak ne merdud olsun

Müminler gazap kılsın

La ilahe illallah

 

Bu gözlere nur verdin

Gönüllere sevinç erdin

Bu gönüle seni yazdın

La ilahe illallah

 

Canı sattım meccane

Canan kıldım her cane

Baha eyler kim yare

La ilahe illallah

 

Ahmed tevhid kanmadı

Boşa Behlül olmadı

Hakk’tan gayri bilmedi

La ilahe illallah

 

 

 aşık ahi kul ahmed

9 Temmuz 2012
Okunma
bosluk

Hay…

Yüce Rahman’ım

Kulluk fermanım

Bende nihanım

Hay demek ister

 

Sadığım sözden

Baktığım gözden

Yandığım közden

Hay demek ister

 

Ağzımda dilim

Dilimde  sözüm

Çaldığım sazım

Hay demek ister

 

Kulluğum sana

Söyletme bana

Umduğum “bela”

Hay demek ister

 

Nicedir bela

Başadır daha

Şeytana niza

Hay demek ister

 

İşler nefsinden

Ağlar ardından

Tevbe kapından

Hay demek ister

 

Şeriat başa

Tarikat yola

Hakikat bu ya

Hay demek ister

 

Dost ide makul

Eyleşir melül

Söylenir behlül

Hay demek ister

 

Baharda açar

Güz olup düşer

Bir ömür geçer

Hay demek ister

 

Eller içinde

Canan olunca

Hakk’ın uğrunda

Hay demek ister

 

Dünyada ölen

Sıratı geçen

Mahşerde gülen

Hay demek ister

 

Dertlere derman

Aşığa ferman

Mansur’a asan

Hay demek ister

 

Ömürler bitti

Hayaldi yitti

Salası şimdi

Hay demek ister

 

Tevhid yolunda

Benden geçince

Baha ölünce

Hay demek ister

 

Aşık postunda

Ahmed olunca

Güller nazınca

Hay demek ister

 

 

aşık ahi kul ahmed

9 Temmuz 2012
Okunma
bosluk

Güzel sorulur olsun (Koşma)

Benden selam olsun gül yüzlü yare

Güzelliğin gülden sorulur olsun

Kıymatın bilinsin el düşe nara

Güzelliğin elden sorulur olsun

 

Kız, aklımı aldın divane kıldın

Kara kaşlarını nazara yazdın

Bir gün yatıp on  gün yabana saydın

Vefalığın halden sorulur olsun

 

Dağlar açmış perçemini kaşına

Güller açmış goncasını dalına

Güzel çekmiş çadırını halına

Hatırların boy’dan sorulur olsun

 

Güzel gel seninle kiraz yolalım

Ayva nar hemi de pazar edelim

Beşe alıp üçe sattık nidelim

Kazançların baçtan sorulur olsun

 

Güzel gel bir gececik sarılalım

Ağu içir ölüncek bakışalım

Ha şöylece canları verişelim

Bahaların candan sorulur olsun

 

Ben bu güzelle ne etsem neylesem

Üç gün atlı beş gün yaya yürüsem

Yörük yaylasında niza eylesem

Güzellerin bey’den sorulur olsun

 

Bu güzele benzer yar bulamadım

Alı al moru mor gül deremedim

Sevdim de kıymatını bilemedim

Cilvelerin benden sorulur olsun

 

Güzel aldın beni cilveyle nazla

Melhem olman mı bir ballıca sözle

Ak ellerle yaram sarsan ha şöyle

Şifaların yarden sorulur olsun

 

Güzel, bir ah çeksem dağlar başına

Zülfün peçe çekmiş zalım kaşına

Sende bu güzellik anan soyuna

Cefaların nazdan sorulur olsun

 

Bu yar ile pazar eyledik baştan

Sinene çek dedi dertlerim halden

Çeker oldum bitmedi yazdan kıştan

Salaların kaştan sorulur olsun

 

Ahi kul ahmedim sevmek işimdir

Güzeller hatırı baha canımdır

Bu güzele yanmak iman düşümdür

Yazgıların Hakk’tan sorulur olsun

 

 

Baç: Pazar vergisi

Boy: ırk boyu

Baha:bedel

Bey:Yörük beyi

Zülf:saç

 

 

 

 aşık ahi kul ahmede nasibdir

 

 

 

 

 

 

 

 

12 Mayıs 2012
Okunma
bosluk

NO’LA MUHAMMEDî (s.a.v.) (Kutlu Doğum Haftası İçin Mersiyye)

Sultan I. Ahmed’in Hazreti Peygambere Mersiyyesi

.

N’ola tacum gibi başumda götürsem daim

Kademi resmini ol hazret-i şah-ı resulün

Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir

 Ahmeda durma yüzün sür kademine o gülün

                                                              

                                                       Sultan I. Ahmed                                             

 

Bu kıta şiir Sultan 1. Ahmedin kendi şiiri olup İstanbul Sultan Ahmed meydanındaki türbe kabristanının giriş kısmının üst içe bakan tarafında beyaz mermer üzerine altuni renkte yazılı olan kıtadır. kendisi 14 yaşında tahta çıkmış, 14 sene tahtta kalıp hastalık nedeniyle vefat etmiş, 12. padişah olup 14. sırada (önceki iki defa tahta çıkış dolayısıyla) tahta çıktığı için 14 şerefeli Sultan Ahmed Camii’ni yaptırmış ve açılış ikindi namazına denk gelince cemaate dönüp “ey cemaat, içinizde ikindi namazının sünnetini ömründe hiç terketmeyen her kim var ise gelsin bu namazı kıldırsın” diye nida etmiş, bir süre bekledikten sonra etrafındaki mollalar da dahil olmak üzere hiç kimseden ses çıkmadığını görünce öne geçip ” Elhamdülillah biz ömrümüz boyunca bu sünneti de hiç terketmedik” deyip imamete geçmiştir. Sultanın bir türlü namaza başlamadığını gören alimler mollalar sultana “Sultanım cemaat bekleyip duruyor, huzursuzlaştı, biraz acele edin” deyince Sultan Ahmed’in cevabı şöyle olur. “Bre Molla, siz benim kabeyi görmeden namaza duracağımızı mı sandınız” der. bir müddet sonra da namaz eda edilir. bu cami bir ihtiyaçtan ziyada Ayasofya Camii’ne kinaye olarak üstünlüğümüzü ilan etmek için onun tam karşısına yapılmıştır. kubbesi Ayasofyadan bir karış da olsa geniştir. ayasofyanın hantallılığına göre daha zariftir. konumu daha isabetli ve görünür bir yerdedir. iç direkleri de aynı şekilde zarif ve içi çini kaplama olup yabancılar “mavi cami” olarak anarlar.

Bu fakir geçtiğimiz ramazandan üç gün önce Temmuz 2011’de İstanbul’da idi ve hem eserini hem eser sahibini ziyaret edince (muhabbeti bir başka oldu mübareğin) ve yukarıdaki şiiri de görünce hemen onu not edip İstabnul-Ankara yolunda aşağıdaki mersiyyeyi kaleme almak nasib oldu. yazdırana hamdolsun.

 

NO’LA MUHAMMEDΠ 

(Hz. Peygambere Aşık Ahi Kul Ahmedin Mersiyyesi=Naat)

 

N’ola başım gibi seni de taşısam

Beni hardan alan nuru Muhammedî

Gülşeninim güllerim seninle koksam

Ahmedî kul üzre yüzün Muhammedî

 

N’ola canım gibi seni de sevseydim

Beni hare sokan narı Muhammedî

Didarımın bağları seninle gülsem

Ahmedî kul üzre gülün Muhammedî

 

N’ola sözüm gibi seni de bilseydim

Beni senden alan nuru Muhammedî

Cennetimin köşkleri görüp bilseydim

Ahmedî kul üzre sözün Muhammedî

 

N’ola yarim gibi seni de sarsaydım

Beni candan eden canı Muhammedî

Cananımsın köşkleri verince gülsem

Ahmedî kul üzre köşkün Muhammedî

 

N’ola halim gibi seni de ağlatsam

Beni kuldan eden birr’i Muhammedî

Resulüsün ümmeti verince gülsem

Ahmedî kul üzre gül sen Muhammedî

 

N’ola gülüm gibi seni de dileseydim

Beni bülbül kılan gülü Muhammedî

Türkülerin neşvesi kârınca yağsam

Ahmedî kul üzre türkün Muhammedî

 

N’ola yıllar gibi seni de içseydim

Beni yorgun kılan ahı Muhammedî

Gözlerimin yaşları tövbede Hakşen

Ahmedî kul üzre makam Muhammedî

 

N’ola zikrim gibi seni de ansaydım

Beni cezbe salan şah’ı Muhammedî

Döndüğümün nirengi yıkılsa yansam

Ahmedî kul üzre ölsem Muhammedî

 

N’ola aşkım gibi senide yar saydım

Beni derde koyan aşk’ı Muhammedî

Sadıkınım mihengim yıkılsa düşsem

Ahmedî kul üzre kalksam Muhammedî

 

N’ola bilgin gibi seni de çözseydim

Beni bir de bulan dahi Muhammedî

Sorulanın şifresi verilse çözsem

Ahmedî kul üzre bilsem Muhammedî

 

N’ola halim gibi seni de sorsaydım

Beni hapse koyan hakkı Muhammedî

Mahpusların kapısı açılsa kalsam

Ahmedî kul üzre assam Muhammedî

 

N’ola cahil gibi seni de sorsaydım

Beni ilme iten “oku, Muhammedî”

Alimlerin imamı olup kıldırsam

Ahmedî kul üzre ezan Muhammedî

 

N’ola sırrım gibi seni de açsaydım

Beni ele veren yad-ı Muhammedî

Gizlerinin çırası yansa da görsem

Ahmedî kul üzre gizin Muhammedî

 

N’ola dişim gibi seni de sıksaydım

Beni sünnete koşan şer’i Muhammedî

Tarikatının yolunu söyle de bilsem

Ahmedî kul üzre erin Muhammedî

 

N’ola elim gibi seni de tutsaydım

Beni biat eden nebi Muhammedî

Hakikatının hükmünü bildir de ölsem

Ahmedî kul üzre hakkın Muhammedî

 

N’olaydı da n’olaydı hükmüm n’olaydı

Yedi düvel hükümranım hal olaydı

Resulü Zişan hükmüne ram olaydı

Ahmedî kul üzre şahın Muhammedî

 

Kul ahmed’im sultanın kim Ahmet midir

İki cihan üzre şahın gül gülşen midir

Bu adaşların Rahman’ı Rahim midir

Ümmetî kul üzre şaf’i Muhammedî

 

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir.

14 Nisan 2012
Okunma
bosluk

Haçça gelin incinir (Koşma)

Benden selam olsun Haçça geline

Sarsam belin ince deyu incinir

Yenem dedim yenemedim göğnüme

Sarsam koynum nazlı deyu incinir

 

Yari güzel olan döner fırlanır

Derdi nazar olan bana eğlenir

Benim yarim eller ile sohranır

Sorsam kelin nice deyu incinir

 

Al giydim allar giydim de hareli

Yar koynumda yanarmış biçareli

O yar hasta olmuş ister pekmezi

Katsam karın nice deyu incinir

 

Ararım yar arar sevda ararım

Oturdum bahçaya zülfün tararım

Yollarda yitirdim yarim sorarım

Örsem belik kına deyu incinir

 

Arap atına da yol mu dayanır

Yari güzel olana el dalaşır

Ben bir güzel sevdim inci mercandır

Bilsem için nice deyu incinir

 

Pazar eyleyemem yar ile yaran

Denk düşemedim cilve ile nazdan

Mehlem eylesin ballı sözle sazdan

Sorsam sözün nice deyu incinir

 

Varmayınca kaptırdımdı Haççayı

Heba ettim onca altun akçayı

Dolanı dolanı öldüm bahçayı

Sorsam ahdin nice deyu incinir

 

Ahi kul ahmedim yanar yakından

Bir selam geldi de Haçça gelinden

Eğer ölür isem ben bu yareden

Ölsem sorgun nice deyu incinir

 

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

7 Nisan 2012
Okunma
bosluk

Allı Turnam (Koşma)

Gene bir sevda geldi er başıma

Komazlar ki gidem kendi yoluma

Değmen benim nazlı gonca gülüme

Allı turnam seher yeli esti mi

 

Yiğitler sarar Kırşehir bağında

Soğuk sulu Kervansaray dağında

Güzelleri yeter kendi halınca

Allı turnam sevme vakti geldi mi

 

Yağız atlar yarışır yamacında

İlme meftun var ahi evranında

Terme suyu şifadır başucunda

Allı turnam şifa vakti geldi mi

 

Yaz bahar ayları erer mi acep

Kaç güzele çiçek versem hiç sebep

Kovulur beşinden kimine türab

Allı turnam selamımı dedin  mi

 

Yarimden ayrı hay düştüm düşeli

Turnalarla dertleştim dertleşeli

Siyah zülfün ak gerdana döşeli

Allı turnam yavukluma yazdın mı

 

Yar elinden ben bir kadeh içmişem

Genç yaşımda taze çıtır sevmişem

Sabah vakti su yolunda öpmüşem

Allı turnam on binlerin uçtu  mu

 

Ben yarimi ahvalinden bilirim

Gonca gülden renk alırken tanırım

Yad ile görüşme gülüm ölürüm

Allı turnam yavruların yetti mi

 

Yar sende insaf bende yoktur derman

Kaşların ömrüme biçiyor ferman

Zülüfün süngüdür vuruyor candan

Allı turnam göçün vakti geldi mi

 

Ahi kul ahmedim Hakk’tan yanayım

Yar içun seyfeyi bel’me takayım

Önden sona altı metre biçeyim

Allı turnam sala vakti geldi mi

 

 

seyfe: kılıç

altı metre biçmek: kefen boyu 6 metredir

on binlerin uçması : seyfe gölünden (kırşehirde) yaklaşık on bin allı turna  soğukların

 gelmesine bir hafta kala sezgiyle erkenden göç etmiştir.

turnanın yazması: uçarken dizilerek yaptıkları çızılarıdır.

Yağız atlar: kırşehirde kervansaray dağı eteklerinin yamacında at yarışları yapılırdı.

ahi evranında: ahi evran üniversitesi kastedildi.

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir.

7 Nisan 2012
Okunma
bosluk

Gülde Ateş-i Suzan..

Cemaline yatarmış elest şarabı içenler

Nur eyleye Rahman’ım, mürşid elinden dikenler

 

Ak yüze kara yüze çoğ idi görünür devran

Kim himmet eyleye ol köpekten görünür seyran

 

Ne şüphe İbrahim’e, yok ateşi suzan güle

İnanmağa gel, gör, bilip ateşi canan güle

 

Kim şeytan yoluna girmiş ahmede taş atarmış

Toprak altında defn’ola tek başına yatarmış

 

Dünyasından geçenler kim evliyaya erenler

Halk içinde ihlaslı kul muradına yetenler

 

Aşk derdine deva yoktur, çare gerekmez aşka

Viran eyler gider imiş çare yazılmaz cana

 

Canım incinsin gözyaşım akıp aklım yitsin hay

Ey dostlar aşk derdinden zor bela geledursun hay

 

Yandı canım alır aşkın ateşini tenim köz

Kandı canım aşk belasın kim dumanlı gönlüm köz

 

Bağrım paramparça, kalmaz bütün kim sevda vardır

Yaralarım görünmez kim halka zahiren ardır

 

Ahi ahmed özünü bil günahını hazır kim

Yatmayasın gaflet ile şeytan kaçsın senden kim

 

 

 aşık ahi kul ahmede nasibdir.

6 Nisan 2012
Okunma
bosluk

Çün

Er olamadım cemalin görmeğe çün dünya

Gece gündüz dinebilmez arzuya çün vera

 

Kim yolundadır, gönlünde Hakk fehmi çün vefa

Her nereyedir gittiğin kanatlanır çün arşa

 

Her daim yadımla olsam keşkedir çün hala

Bir bakışın yüzbin kulu azaddır çün nura

 

Bu gönlü marifet meydanında çün şad eyle sen

Terk-i diyar et dünyadan çün Hakk ile sevda sen

 

Her kim halkada yer alır çün arif düşer aşık

Kim yardım diler mürşidden çün kalkan ola eşik

 

Hoş mudur hoşca mıdır ki çün Rahman’ın işleri

Kimini bülbül eyleye çün ahraz kıl kimleri

 

Çok cefa kılsan dünyaya çün gör ki kıymetini

Gel gör ki sonunda demi çün yeksan ola yeni

 

Ol cemale talip ol ki çün gece gündüz ağla

Gönlünü saf eyle bir gün çün maksada er dura

 

Ahi kul ahmed yürüyüp çün gönüller avla sen

Gönül ehli isen dertli çün gönüller eyle sen

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir.

6 Nisan 2012
Okunma
bosluk

Notice: Undefined variable: pagingMiddleString in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/plugins/wp-page-numbers/wp-page-numbers.php on line 222
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Son Yorumlar


Notice: Undefined variable: pre_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 20

Notice: Undefined variable: post_HTML in /home/ahisicom/domains/ahikirsehir.com/public_html/wp-content/themes/seohocasiv2/sidebar.php on line 26
cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma